Adil yargılanma hakkının sağlanması, hasta tutsakların serbest bırakılması ve hapishanelerdeki hak ihlallerinin sona erdirilmesi talebiyle ölüm orucunda olan Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım eylemlerini sürdürüyor. Halkın Hukuk Bürosu (HHB) Gökhan Yıldırım’ın son durumuna ilişkin yazılı açıklama yaptı.
“Mahkum koğuşunda kalamaz” raporu verildi
Yıldırım’ın “infazının ertelenmesi” talepleri doğrultusunda Tekirdağ Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi’ne götürüldüğü belirtilen açıklamada, tetkikler sonucunda hastanenin sağlık kurulunun “İnfazını geçiremez, resmi sağlık kuruluşlarının mahkumlara ayrılan bölümlerinde yerine getirilmesi hayati tehlike arz eder. Ceza İnfaz Kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremez. İnfazın 3 (üç) ay süre ile ertelenmesi uygundur” şeklinde rapor verdiği belirtildi.
Refakatçi talebi
10 Ağustos’ta hastaneye sevki yapılan Yıldırım’ın güneş görmeyen, çelik levha ile örtülmüş penceresi olan mahkûm koğuşuna alındığı belirtilen açıklamada refakatçi talebinin reddedildiği ifade edildi.
Hapishanede bile refakatçisi olan Yıldırım’ın günlerdir tek başına kaldığı belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Kan dolaşımının sağlanması için masaj yapılmasına, içeceklerinin hazırlanmasına, kıyafetlerini giyip çıkarmasına yardımcı olacak, ihtiyaçlarını karşılanmasına yardım edecek bir refakatçiye ihtiyacı olan Gökhan YILDIRIM, banyosu-tuvaleti dahi olmayan bir odada tutulmaktadır. Şehir Hastanesine götürüldüğü ilk günden bu yana duş alamamıştır. Hastaneye götürüldüğü ilk 3 gün hiç tuz alamamıştır. Ölüm orucu sırasında alması gereken şeker-tuz-su gibi maddelerin temin edilmesi zaman almıştır. Bu maddelerin bir gün bile aksatılması ölüm orucunun ilerleyen günlerinde olan Gökhan YILDIRIM için hayatını etkileyecek düzeyde olumsuzluklar yaratmaktadır.”
Yıldırım’ın 12 Ağustos’ta ATK’ya sevk edildiği belirtilerek, ATK’nin raporunda şu bilgilerin yer aldığı paylaşıldı:
“Adli Tıp Kurumu aynı gün tarihli raporunda Gökhan'ın 39 kg olduğunu, yürümekte zorlandığını, ellerinde yaralar olduğunu tespit etmiştir. Ancak Gökhan'ın ‘hastane şartlarında takip ve tedavisine devam edilmesi gerektiği, durumunun değişmesi durumunda son durumunu gösterir raporun gönderilmesi ile yeniden değerlendirilebileceği’ şeklinde rapor hazırlamıştır. (Gökhan Yıldırım 16/08/2022 tarihindeki ölçüme göre 38 kilograma düşmüştür) Adli Tıp Kurumu bir kere daha anti-bilimsel niteliğini, hekim heyeti olmaktan çok AKP'nin bir uzantısı olduğunu göstermiştir. Bu aşamada Gökhan’ın infazının ertelenmesine gerek olmadığını söylemiştir. ATK 8 aydır aç olan Gökhan'ın hangi aşamaya gelmesini istemektedir? Bu rapor üzerine Tekirdağ Cumhuriyet Savcılığı infaz erteleme talebimizi reddederek Gökhan'ın hastanede tutulmasına karar vermiştir.”
“Derhal tahliye edilmelidir”
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“ATK raporunda belirtildiği üzere Gökhan YILDIRIM Şehir Hastanesine götürüldüğü ilk günden itibaren ‘tedavi’ adı altında yapılacak hiçbir işlemi kabul etmemektedir. Gökhan'ın yoğun bakım ünitesinde kalması sağlığı için risk teşkil etmektedir, aynı koridorda 4 Covid-19 hastasıyla birlikte tutulmaktadır. Bağışıklık sistemi zayıflamış, hastane enfeksiyonuna açık halde olan müvekkil bu koşullarda büyük bir risk altındadır.
Hastanede tedavi istemediğini, taleplerinin kabul edilmesini istediğini, yoğun bakımdan çıkarılmak istediğini defalarca söyleyen Gökhan YILDIRIM'ın hayatı yoğun bakımda tutularak riske atılmaktadır.
Gökhan Yıldırım ne hapishanede ne hastanelerin mahkûm koğuşlarında ne de yoğun bakım ünitesinde tutulamaz. Derhal tahliye edilmelidir!”
Açıklamada son olarak Adli Tıp Kurumu’na, Tekirdağ Şehir Hastanesi’ne ve Tekirdağ Savcılığı’na “bu işkenceye derhal son verilmelidir” çağrısı yapıldı.