“Hastane sevkleri işkenceye dönüştü”

İHD İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu, 170. F Oturması’nda hasta tutsak Hüseyin Aslan’ın serbest bırakılmasını istedi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 20 Haziran 2015
  • 12:52

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu, bugün 170. F Oturması’nı gerçekleştirerek Malatya E Tipi Hapishanesi’nde tutulan ve anksiyete bozukluğu hastası Hüseyin Aslan’ın serbest bırakılmasını istedi. 

Galatasaray Lisesi önünde yapılan eylemde “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın!” yazılı pankart açılarak “Tecrit öldürür dayanışma yaşatır!”, “Hüseyin Aslan serbest bırakılsın!” ve “Tecriti kaldırın ölümleri durdurun!” sloganları atıldı.

Eylemde ilk konuşmayı yapan Mine Nazari, kapasitesi dolan hapishanelere hala insanların konulmaya devam edildiğini belirterek sağlıklı olan mahpusların hastalandığını, hasta olanların ise ölüme doğru gittiğine dikkat çekti. Kandıra’da geçtiğimiz hafta hasta tutsak Rıza Kazıcı’nın Kandıra’da tedavisi geciktirilerek öldürüldüğünü hatırlatan Nazari, milletvekillerine seslenerek hasta tutsakları acil olarak gündemlerine almaları gerektiğini belirtti.

Basın açıklamasını okuyan Meryem Göktepe ise Malatya E Tipi Hapishanesi’nde tutulan Hüseyin Aslan’ın sağlık durumu hakkında bilgi verdi. Aslan’ın 1999 yılında hastalandığını ve anksiyete bozukluğu tanısı konduğunu belirten Göktepe, “Aynı yıl askerlik muayenesinde bu tanı doğrulanmış ve askerliği bir yıl ertelenmiş. Bir yıl sonra, 30 ay sürecek olan firar, askeri cezaevi, Gata Hastanesi arasında işkenceye dönüştürüldükten sonra çürük raporu verilerek serbest bırakılmış” ifadelerini kullandı.

Göktepe, Hüseyin Aslan’ın 2010 yılında bir itirafçının gizli tanıklığıyla 30 yıl hapse mahkum edildiğine dikkat çekti ve kapalı alanda bulunduğu için her geçen gün hastalığının ağırlaştığını söyledi. Yapılan ceza erteleme talebinin de ATK  tarafından verilen olumsuz rapor nedeniyle gerçekleşmediğini kaydeden Göktepe, daha sonra şunları söyledi:

“ATK sevklerinin nasıl işkenceye dönüştürüldüğünü, abisi Hasan Aslan, derneğimize başvurusunda şöyle anlatıyor; ‘Sevk için ATK’ya getirilip, geri götürülürken, kapalı alanda kalamaz raporlu bir hastayı yol boyu ve hastane önlerinde saatlerce ring aracında tutuyorlar. Sincan ve Bolu hapishanelerinde kaldığı birer gün boyunca yemek vermemişler. ATK raporu süreci bir işkence yönetimi olarak kullanılmaktadır. Hüseyin’in sağlığı bu yollarda iyice bozuluyor.”

Eylem basın açıklamasının ardından atılan sloganlarla sona erdi.

Kızıl Bayrak / İstanbul