ÇHD İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, “2023 yılı Marmara Bölgesi Hapishaneleri Hak Gaspları Raporu”nu İstanbul Barosu Kültür Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Toplantıda açıklamayı ÇHD komisyon üyesi Seda Şaraldı okudu.
Şaraldı Marmara Bölgesi’nde bulunan Edirne F Tipi Cezaevi, Tekirdağ 1 ve 2 No’lu F Tipi Cezaevi, Bakırköy Kadın Kaplı Cezaevi, Marmara Kapalı Cezaevi, Kandıra 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde olan avukatlar Aytaç Ünsal, Özgür Yılmaz, Süleyman Gökten, Engin Gökoğlu, Oya Aslan, Barkın Timtik, Behiç Aşçı, Selçuk Kozağaçlı ve Aycan Çiçek başta olmak üzere, komisyonu tutsaklarla görüşerek raporun hazırlandığını belirtti.
Tekirdağ’da baskın aramalar, hapishanelerde ameliyat edilmemesi gi tedavi hakkı engeli, keyfi disiplin cezaları, Kürtrçe mektuba el konulması, tecridin derinleştirilmesi gibi hak ihlallerini aktaran Şaraldı raporun sonuç bölümünde şunları söyledi:
“* Y,S Tipi Hapishaneler ve Yüksek Güvenlikli Hapishanelerin açılmasıyla sürgün sevkler, fiziksel işkenceye dönüştürülmüştür. Özellikle Marmara bölgesinde bulunan hapishaneler sürgün sevklerin en çok yaşandığı hapishane olmuştur.
*Sohbet hakkı neredeyse hiçbir hapishanede mevzuata uygun olarak uygulanmamaktadır. Tutukluların ziyaret edilme hakkı ziyaret edebilecek kişiler yönünden - eşi, ikinci dereceye kadar kan ve birinci derece kayın hısımları ile olmak üzere- sınırlandırılmıştır. ‘Arkadaş görüşçüsü’ olarak ifade edilen 3 görüşçü hakkı ise hemen hemen tüm hapishanelerde sınırlandırılmıştır.
*Yayın ve haberleşme hakkına yönelik ciddi ihlal iddiaları bulunmaktadır. Siyasi tutuklu/hükümlüler aralarında Cumhuriyet Gazetesi, Birgün Gazetesi, Evrensel Gazetesi gibi günlük gazetelerin ve bazı televizyon kanallarının da bulunduğu birçok muhalif yayına ulaşmalarında ciddi engellemelerle karşılaşmaktadırlar. Bazı hapishanelerde Halk TV ve Artı TV’nin aynı anda verilemeyeceği şeklinde idari uygulamalar vardır.
*Yaşanan tüm bu ihlallere karşı direnme hakkını kullanan siyasi tutuklulara ağır saldırılar yaşanmakta, bunun sonucunda birçok hapishanede hücre/koğuş yakma vb. direnişler/protesto biçimleri ve buna bağlı yeni ihlaller yaşanmaktadır.
*Hasta tutuklu ve hükümlüler sorunundaki mevcut seyir daha da kötüye gider vaziyette aynen devam etmekte olup, hasta tutuklu ve hükümlüler serbest bırakılmamaktadır. Hasta tutsaklar sorunu bir sağlık sorunu, yaşam hakkı meselesi olarak değil siyasi bir sorun olarak ele alınmaktadır.
*Hastaneye sevkler çok problemlidir. Hastaneye götürülmek için ring aracına alınan tutuklular/hükümlüler ring aracında her biri ring aracı içine tek kişilik yerlere konmaktadırlar. Bu uygulamayı kabul etmeyen tutuklu/hükümlüler hastaneye götürülmemektedir. Öte yandan hastaneye götürülen tutuklu/hükümlüler kelepçe ile doktorun karşısına çıkarılmakta olup, muayene kelepçeli olarak yapılmak istenmektedir.
*Ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlülerinin infaz koşulları kabul edilemez durumdadır. Anayasanın eşitlik ilkesine ve imza konan insan hakları sözleşme metinlerine aykırı olan mevcut duruma derhal son verilmeli, anılan hükümlülerin cezalarının infazında hükümlü haklarını ön plana çıkaran insani şartlar hayata geçirilmelidir.
*Tutuklu ve hükümlülerin dışarıya gönderdikleri mektuplarda ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Mektuplar karalanmakta, kaybedilmekte ve birçok kez gönderilmemektedir. Tek zarfta birden fazla mektup gönderilmesi yasaklanmıştır.
*Disiplin cezaları çok yoğun ve sıklıkla uygulanmaktadır. Disiplin cezalarına yapılan itirazlardan da sonuç çıkmamakta, infaz hakimlikleri ve ağır ceza mahkemeleri disiplin cezalarını onaylayan makam haline gelmektedir.
*Hemen tüm hapishanelerde kitap sınırlaması bulunmaktadır. Tutuklu ve hükümlülerin belli sayının üstünde kitap bulundurmasına izin verilmemektedir.
*Süreli yayımlar ise abone olmadan verilmemektedir, abone olunmak istenildiğinde ise çeşitli engeller çıkarılmaktadır.”