Hürriyet’ten Şehriban Oğhan’ın haberine göre Gökçeada’da sintine depolama tesisi kurulmasına ilişkin bir önceki belediye yönetiminin başlattığı süreç devam ediyor. Su altı milli parkı ile halk plajı arasındaki alanda yapımı düşünülen tesisin çevreyi kirleteceğineyse kuşku yok.
AKP’li belediye yönetiminin ‘kâr için’ yapımını istediği proje yerel seçim sonrası MHP’li belediye başkanını karşısına çıkınca ortaya çıktı.
Arsanın mülkiyeti Türkiye Denizcilik İşletmeleri’ne geçtiği için bir önceki sözleşme fiilen iptalm olurken yeni belediye yönetim tam bir karşıtlıkla konuyu kapatmadı.
“Konseptimiz organik bir ada” diyen MHP ’li Belediye Başkanı Ünal Çetin konuya ilişkin şunları söyledi: “Belediyeyi olayın dışında tutup farklı bir yapılanmayla bu işin içine girerlerse, o zaman biz de farklı yönden tavrımızı koyarız. Ama daha o aşamaya gelmedi.”
Eski belediye başkanı Yücel Atalay pişkince projeyi sahiplenerek “‘Belediye kâr etmek istemiyorum, vazgeçtim’ derse kim ne diyebilir? Gökçeada’da yapılacaksa en güzel yer orasıydı.” dedi.
Çevre Kültür Koruma Derneği Başkanı Nadire Çıplak adanın yapısına dikakt çekerek: “Ada’ya gelen, kekik kokularını duyarak girer. Tesis yapılırsa sintine kokusuyla karşılaşacak. Tesis kurulacak yerin bir tarafı su altı milli parkı, bir tarafı halk plajı. Gökçeada dünyanın slowcity (sakin şehir) kapsamındaki tek adası. Tesisle hepsi yok olacak.” dedi.
Projenin bundan sonraki süreciyse şu an için meçhule bırakılsa da rant için çevre katliamını esas alan sermaye düzeninin bölgeyi hedefe aldığı açık.