Muğla'nın Marmaris ilçesinde, ruhsatı olmadığı gerekçesiyle 7 kez mühürlenmesine rağmen faaliyetine devam eden go kart işletmesinin kapatılması için mahalleli adına Deniz Berberoğlu açlık grevine başladı. Mahallede yaşayan diğer kişilerde sorunun çözülmesi çağrısında bulundu.
Marmaris'in Boynuzbükü bölgesinde bulunan bir arazi, özel firma tarafından 49 yıllığına Milli Emlak Müdürlüğünden kiralandı. Firma tarafından araziye kurulan go kart işletmesi mahallelinin kabusu oldu. İşletme, son 3 yılda Marmaris Belediyesi tarafından ruhsatı olmadığı gerekçesiyle 7 defa mühürlendi. Her mühür sonrası iddialara göre go kart işletmecileri mührü bozdu. Belediye ise en son 20 Ağustos tarihinde tekrar mühürleme yaparak savcılığa suç duyurusunda bulundu. Mühürler, onlarca şikâyet, ihbar dilekçelerine rağmen işletme faaliyetlerine devam etti.
Deniz Berberoğlu, yaşanılan hukuksuzluğu ve yasa tanımazlığı protesto ederek açlık grevi başlattı. Evinin önüne, "Bu evde açlık grevi vardır" pankartı asarak açan Berberoğlu, eylemini 5 gündür sürdürüyor.
“Firmanın birileri tarafından korunduğunu düşünüyoruz”
Evinin bahçesinde açıklamada bulunan Berberoğlu, 1984 yılından bu yana ailesiyle birlikte aynı mahallede oturduğunu, ancak son 7 yıldır go kart işleten firma nedeniyle yaşamlarının alt üst olduğunu söyledi:
"Mahalleli olarak burnumuzun dibinde ormanlık alana gasp, dere yatakları üzeri kapatılma ve 200 desibele varan gürültü kirliliği ile uğraşıyoruz. Bu işletme mahallemize ciddi zararlar verdi. Yaşam sevgimiz elimizden alındı. Bu kurumun usulsüzlüğünü, yasa tanımazlığını avukatımız aracılığıyla ulaştırmadığımız merci kalmadı. Birçok kez ruhsatı olmadığı gerekçesiyle mühürlenmesine rağmen yapılan mühür fekki ile faaliyet devam etti. Ruhsatı olmayan ve mühürlenen go kart firması nedense bir türlü kapatılmadı. Polis ve devletin hiçbir görevlisi mühür fekki yapan bir işletme için yaptırımda bulunmadı. Bu yasa dışı faaliyet yapan firmanın birileri tarafından sanki korunduğunu düşünüyoruz. Ben devletimi seven, duyarlı, yasalara uyan biriyim. Anayasal haklarımız elimizden alınınca yapacak bir şeyimiz kalmadı. Avukatıma vasiyet verdim. Bu açlık grevinde başıma bir hal geldiğinde tüm mal varlığımı Türk Silahlı Kuvvetlerine bağışlanmasını istedim. Tek isteğimiz huzur ve güvenliğimizi bozan işletme hakkında yasal işlemlerin başlatılmasıdır. Bu işletmenin arkasında hangi siyasi güç var ki ruhsatsız olmasına rağmen faaliyetine devam ediyor? Burada yaşanılacak bir olayda kim hesap verecek?"