İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) hazırladığı ağır hasta tutuklu listesinde yer alan ve tek başına kalmasının yaşamsal risk taşıdığı belirtilen Elazığ T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tek kişilik hücrede tutulan Mehdi Boz’un 6 gardiyan tarafından darp edildiği öğrenildi.
Mezopotamya Ajansı’ndan Diren Yurtsever’in haberine göre, Mehdi Boz, cezaevi yönetimine yazdığı dilekçeyi iletmesi için gardiyanlara verdiğini bunun üzerine 6 gardiyan tarafından darp edildiği bilgisini kardeşi Necla Er’i telefonla arayarak verdi. Necla Er, kardeşi Mehdi Boz’un cezaevindeki kimlik dayatmasını reddettiği için 13 aydır ailesi ile görüştürülmediğini ve aldığı disiplin cezaları nedeniyle telefonla iletişim hakkının 4 aydır engellendiğini belirtti.
Mehdi Boz’un 4 aydan sonra dün telefonla kendisini arayarak, darp edildiğini söylediğini aktaran Er, şöyle devam etti: “Mehdi beni aradığında sesi zor çıkıyordu. Kendisi idareye bir dilekçe yazmış. Dilekçenin içeriğini söylemedi. Ama maruz kaldığı hak ihlallerini yazdığını tahmin ediyorum. Çünkü dilekçeyi verdiği gardiyanlar kardeşime ‘Niye bunları yazdın. Biz bu dilekçeyi vermeyiz’ diyerek darp etmişler. Kardeşim 6 gardiyanın kendisini darp ettiğini ve boğazını sıkarak ‘Seni öldürürüz’ dediklerini söyledi.”
‘Götürüldüğü revirde darp edildi’
Darp sırasında kardeşi Mehdi Boz’un bayıldığını ve gözlerini revirde açtığını kendisine söylediğini ifade eden Er, “Revirde kendine gelip gözlerini açmış. Ama götürüldüğü revirde doktor yokmuş. Kardeşim bunun üzerine revirde de darp edilerek, doktora görünmeden tekrar kaldığı hücreye geri götürüldüğünü söyledi. Sesi çok kötü geliyordu. Sağlığı zaten kötü. Durumunun iyi olmadığını söyledi. Yaşadıklarını kamuoyuna paylaşmamızı istedi” diye konuştu.
‘Hayatından endişe ediyoruz’
13 aydır Boz'u görmediklerini ve durumunu merak ettiklerini söyleyen Er, endişesini şu sözlerle anlattı: “Kardeşimi öldürseler bizim haberimiz olmayacak. Bizim köyümüzde bir akrabamız vardı. İşkence edilerek öldürdüler. Ama onu uçurumdan attılar ve intihar süsü verdiler. Biz bunları gördük aynı şeylerin yapılmasından korkuyoruz. Endişeliyiz. Ne yapacağımızı bilemiyoruz. Artık Meclis ya da ilgili kim varsa devreye girsin. Hayatından endişe ediyoruz.”