ETHA editörü Semiha Şahin, muhabir Pınar Gayıp ve SGDF üyesi Ferhat Harun Pehlivan ile Gülsen İmre hakkında açılan dava bugün İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı.
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada, gazeteciler ve SGDF üyeleri savunma yaptı. İlk olarak söz alan Pınar Gayıp, gazetecilik faaliyetlerinden dolayı yargılandığına değindiği konuşmasına gazeteciliğin iktidarın gizlediği gerçekleri ortaya çıkarmak olduğunu vurgulayarak başladı. Sermaye devletinin katlettiği gazetecileri de anan Gayıp, ETHA çalışanı olmanın suç olmadığının altını çizdi. Gayıp, Suruç Katliamı davasını takip etmesi, IŞİD’e karşı savaşırken hayatını yitirenlerin haberlerini paylaşmasının “suç” olmadığını savundu.
Ardından beyanda bulunan ETHA editörü Semiha Şahin, “ETHA muhalif bir yayın çizgisinde ezilenlerin yanındadır Gazetecilik gerçeği ortaya çıkarmayı gerektirir, biz de bunu yapıyoruz. Gazetecilik tarafsız değildir, özgür basın tarafındayım” ifadelerini kullandı. Tutuklama ve davanın siyasi olduğunun altını çizen Şahin, “Tutuklanma sırasını bana gelmişti ve tutuklanmam hükmedildi” diye konuştu. İddianamede kendisine yöneltilen suçlamalara bahsederek savunmasına devam eden Şahin, “Bu dava hukuk davası değil, siyasi bir dava. Dosya siyasi konjonktürün ürünü. Bir tek de biz yargılanmıyoruz. Sadece bu haftada 84 gazeteci yargılanacak. Düşüncelerimi saklamıyorum, gizlemiyorum” diyerek tahliyesini talep etti.
SGDF üyeleri Ferhat Harun Pehlivan ve Gülsen İmre de sosyal medya paylaşımları üzerinden kendilerine yönelik iddialara yanıt vererek paylaşımlarını savundu. “Paylaşımlar hiçbir propaganda amacı taşımıyor. tamamen insanidir” diyen Pehlivan muhalif kimliği nedeniyle tutuklandığını belirterek tutukluyken maruz kaldığı keyfi uygulama ve baskıları anlattı. İmre de Rojava’da yaşamını yitiren MLKP’li Serkan Tosun’la ilgili paylaşımlarını “Serkan, aile dostumuzun çocuğu. Bu yüzden yaptım paylaşımları. Bu örgüt propagndası değildir” diyerek savundu.
Sonrasında avukatlar Gülhan Kaya ve Kader Tonç beyanda bulundu. Sosyal medya paylaşımları üzerinden tutuklamaların, içerisinden geçilen siyasi dönemle alakalı olduğunu belirten Av. Kaya, iddianamelerin siyasi bir şekilde hazırlandığını ifade etti. İddianamenin polis fezlekesiyle aynı olduğunu belirten Av. Tonç “Sosyal medya hesapları kolluk tarafından hukuksuzca bir şekilde taranmış. ETHA çalışanları olduklari için üyelikle iliskilendirilmeye çalışılıyor. Aynı zamanda bu dava ile basının özgür olması hakkı ihlal edilip halkın haber alma hakkı engellenmiştir” diye konuştu.
Savunmalar sonrasında kararını açıklayan mahkeme heyeti tutukluluk hallerinin devamına karar vererek davayı 5 Aralık tarihine erteledi.