Sendikalar, emek ve meslek örgütleri Esenyurt Belediyesi Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanması ve yerine kayyım atanmasına ilişkin açıklamalar yaptı.
İzmir Barosu Özer’in keyfi bir şekilde evinden gözaltına alındığı, makam odasına ise zor kullanarak girildiği ve arama yapıldığını aktararak şunları ifade etti:
“Gözaltı sonrası tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen ve tutuklanan Prof. Dr. Ahmet Özer hakkındaki soruşturma dosyasından verilen kısıtlılık kararı nedeniyle müdafilerin dahi bilgi alamazken dosya içeriği hakkında basına bilgi sızdırılması, belediyeye kayyum atanacağı haberinin yayılması hatta kayyumun adının kamuoyu ile paylaşılması Anayasa'nın temel ilkelerinden biri olan hukuki güvenlik ilkesini ciddi anlamda zedelemektedir. Siyasi iktidarın seçilmiş muhalif belediye başkanlarına yönelik hukuk dışı tutumu, çeşitli suçlamalara dayanarak keyfi şekilde başkanlık makamlarına kayyum ataması halk iradesinin esaret altına alınması, yok sayılması anlamına gelir. Bu keyfiyeti ve hukuksuzluğu kabul etmiyor, sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz.”
Türk Tabipleri Birliği (TTB) MK yaptığı açıklamada Özer'e uygulanan tutumun antidemokratik olduğunun ederek şunları ifade etti:
“Belediye meclisinin seçeceği birisi yerine kayyum atanmış olması, halkın en temel demokratik haklarından olan seçme ve seçilme hakkına indirilmiş bir darbedir. Demokrasi ve barışçıl bir ortam olmadan sağlık ve bilim üretiminin olamayacağı gerçeğini tekrar vurguluyor, ağır aksak giden demokrasimize zarar veren bu uygulamayı kınıyoruz.”
İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Esenyurt Belediyesine ‘kent uzlaşısı’ yoluyla seçilen Prof. Dr. Ahmet Özer’e yönelik hukuk dışı operasyon ve ardından verilen tutuklama kararı kabul edilemez bir durumdur. Yıllarca Devlet üniversitelerinde akademisyen ve rektör olarak görev yapan Ahmet Özer’e yönelik suçlamalar akıl hukuk ve bilim dışıdır. İfade özgürlüğünün en açık ve en kötücül biçimde ihlalidir. Kürt meselesinin barışçıl yöntemler ile çözülmesi talebinin yok sayılması ve çözümsüzlükte ısrar etmekte. İnsan hakları savunucuları toplumsal barışa ve barışın inşasına ihtiyaç duyulan bir dönemde yaşanan bu hukuksuzluktan derhal geri dönülmesini talep ediyoruz.”
KESK’ten yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Yerel seçimlerde halkın oyuyla seçilmiş, yani halkın demokratik iradesini temsil eden Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’in herhangi bir soruşturmada çok rahat savcılığa gidip ifade verebilecekken, şafak baskınıyla gözaltına alınması hukuki bir gereklilik değil onun şahsında halkın demokratik iradesine yönelik bir gözdağı ve siyasi bir operasyondur. Bu uygulama, ülkemizde siyasete baskının hangi boyutlara ulaştığının göstergesidir. KESK olarak halkın iradesinin bu şekilde gasp edilmesi girişimini asla kabul etmiyor; yargı sopası kullanılarak yapılmak istenen demokrasiye yönelik bu müdahalelere karşı barışın ve özgürlüklerin daim olduğu aydınlık ve demokratik bir Türkiye için kararlılıkla mücadele edeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.”
DİSK Genel-İş tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet ÖZER’in gözaltına alınması ve sonrasında Esenyurt Belediyesine kayyum atanması halkın iradesini ve seçme ve seçilme hakkını yok saymaktır. Hukuki değil siyasi karar alınmıştır.
Yargı süreci devam ederken belediye meclisini yok sayarak seçilmişin yerine ‘memur’ atanması hiç bir demokratik ülkede olmaz, kabul edilemez. Demokrasilerde seçimle gelen seçimle gider.
Anayasa’ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de dahil olmak üzere Türkiye’nin imzalamış olduğu uluslararası anlaşmalara, evrensel hukuka ve temel insan haklarına aykırı bu uygulamadan derhal vazgeçilmelidir.”
Halkın iradesine yönelik yapılan bu operasyonu demokrasiye yapılmış bir saldırı olarak görüyor ve bu karanlık müdahalelere karşı aydınlık ve demokratik bir Türkiye için kararlılıkla mücadele edeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.”