Sarayın damadı Maliye Bakanı B. Albayrak, önceden duyurusu yapılan “enflasyonla mücadele programını” açıkladı. Asalak kapitalistlerin önde gelen üç büyük örgütü MÜSİAD, TÜSİAD, TOBB program açıklanmadan destek ilan etmişti. Açıklandığında ise bu örgütler yıkım programının uygulanması için AKP iktidarına tam destek verecekleri vaadinde bulundular.
Sermaye kodamanlarının programı coşkuyla karşılamaları, AKP-MHP koalisyonun hangi sınıflara hizmet ettiğini bariz bir şekilde gözler önüne sermiştir. Sermayenin “demir yumruğu” olduğunu bir kez daha ispatlayan dinci-faşist iktidar, icraatlarında daha pervasız olacağının da işaretlerini veriyor.
Açıklanan programın kapsamı boş vaatler, temelden yoksun iddialar ve sosyal yıkım saldırısının devam edeceğini ilan etmekten ibarettir. Büyük sermaye ve emperyalistlerle işbirliği yaparak programı hazırlayan din bezirganlarına kapitalist sınıfların tam destek vermesi, emekçiler için hayra alamet değil. Zira çıkarları emekçilerle zıt olan sömürücü sınıfların desteklediği bir programın işçilere, emekçilere yeni musibetlerden başka bir şey getirmesi imkansızdır. Unutulmamalıdır ki, kapitalistler ancak işçi sınıfı ile emekçilerin aleyhine olan icraatları destekleyebilirler.
Programın açıklandığı saatlerde kolluk kuvvetlerinin 3. havalimanı işçilerine saldırıp 30’u aşkın işçiyi gözaltına almaları dikkat çekici bir gelişmedir. Sermayenin hassasiyetlerini gözeten bir yıkım programı ilan eden “yerli/milli” dikta rejim, emekçilere zorbalığa boyun eğmeleri, aksi halde kolluk kuvvetlerinin kaba şiddetine maruz kalacakları, zindanlara kapatılacakları tehdidini savurmuştur.
Kapitalist sınıfların demir yumruğu olan saray iktidarının Maliye Bakanı, işsizlik, yoksulluk ve sefalete mahkum ettikleri emekçi kitleleri de, utanıp sıkılmadan saldırı programını desteklemeye çağırıyor. İşçilere, emekçilere parya muamelesi yapan bu kibirli zorbaları durdurmanın tek yolu “sınıfa karşı sınıf” şiarını temel alan birleşik, meşru/militan bir mücadelenin yükseltilmesidir.
“Dilene dilene” değil “direne direne” kazanmayı esas alan bir mücadele geliştirilmediği sürece sermayenin “demir yumruğu” olan iktidarın saldırılarını durdurmak mümkün olmayacaktır.