Emperyalist savaş, küçük burjuva reformizmi ve barış

Emperyalist savaşa karşı mücadele ile sosyalizm mücadelesi aynı davanın parçalarıdır. Kapitalizmin bunalım ve krizlerinin maddi sonucu olan savaşların tasfiyesi, ancak ve ancak, sınırsız, sınıfsız, sömürüsüz bir dünyada mümkündür.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 04 Eylül 2014
  • 10:16

"Her savaşta zaferi belirleyen, son tahlilde, kanlarını savaş alanında akıtan yığınların ruh halidir... Savaşın amaç ve nedenlerinin yığınlar tarafından kavranması çok büyük önem taşır ve zaferi garantiler."1

Savaş, en tekil sunumuyla, politikanın farklı araçlarla, yani silahlar aracılığıyla uygulanmasıdır. Sınıflı toplumlarda her dönem, egemen sınıflar, sınıfsal çıkarlarını korumak ve geliştirmek adına sayısız savaşların başlatıcısı olmuşlardır. Bazen "Allah'ın sözünü kâfirlerle de özdeşleştirmek için kutsal yol" olarak, bazen "barbarlığı uygarlaştırarak ortadan kaldıracak yüce bir insani atılım" olarak, bazen de "işgal altında ki vatanın düşmanlardan arındırılması" olarak ortaya atılan savaşlara tanık, hatta bizzat dahil oldu insanlık. Fakat savaş genellikle hangi tarzda ortaya atılırsa atılsın, savaşa dahil edilenler, bilincinde olmaksızın, belli amaçlara ulaşmak uğruna şiddet kullanımındaki araç oldu. Bu eşikte, savaşları sınıf perspektifiyle anlamak, karşıdan ve doğru bir sınıfsal tutum almak için, araca değil amaca yönelmeliyiz. Yani işçilerin-emekçilerin bakması gereken açı, savaşların hangi stratejik hedefler ve amaçlar uğruna verildiği, yani hangi politikanın sonucu ve geliştiricisi olduğu açısıdır. Çünkü sınıflı bir toplumda, barış döneminde olduğu kadar savaş döneminde de her türden anlaşmazlığın altında sınıfsal çıkarlar yatmaktadır.

 

Haklı/haksız savaşlar ve burjuva hümanizminin barış hayalleri

İlk çeyreğinde bulunduğumuz 21. yüzyılın şu aşamasına kadar insanlık yalnızca emperyalist savaşlara tanık olmadı. Bu savaşların yanı sıra Ekim Devrimi gibi bir proleter devrime de tanık oldu. İşte tam da bu açıdan, marksistler ve pasifist, anti-militarist burjuva hümanistleri arasındaki ayrım salt biçimde ortaya çıkar. Pasifistler, biraz daha Türkçeleşmiş haliyle barışseverler her türlü savaşa karşı cepheden tutum almaktadırlar. Oysa marksistler savaşlara sınıfsal açıdan bakar, haklı ve haksız savaşları aynı kefeye koymazlar.

"Sınıflı toplum gerçeğinin bu "zorunlu kötülük"ü karşısında koşulsuz bir barışı ve silahsızlanmayı savunmak, işçi ve emekçilerin, ezilen halkların özgürlük mücadelesini ve meşru savaşınıda mahkum etmek anlamına gelir."2

Burjuva hümanistlerin üzerinden atladığı gerçek, sınıflara bölünmüş bir toplumda yaşadığımızdır. Böyle bir toplumda, mevcut çıkarları birbirine temelden karşıt olan sınıflar arasında mücadele kaçınılmaz bir sonuçtur. Bu mücadele dimdirek bir savaştır, sınıf savaşımıdır. Küçük-burjuva reformistleri ve hümanistler bu gerçeğin üzerinden atlamaya ne kadar çalışırlarsa çalışsınlar, proletaryanın devrimci öncüleri ve pek tabii burjuvazi bunun bir savaş olduğunu saptamıştır. Bu nedenle, her türlü savaşa karşı cepheden tutum almak, proletaryanın kapitalist sömürü düzenine karşı savaş hakkına da karşı cepheden tutum almak demektir. Burdan doğru, küçük-burjuva reformistleri ve burjuva hümanizmi, savaşlara karşı anti-emperyalist anti-kapitalist bir temele dayanmayan salt anti-militarist hayalleri ile proletaryaya, sermaye düzeninin ona dayattığı sefil koşulları kabul etmekten başka hiçbir çıkar yol sunmayarak, aslında burjuvaziye açıktan hizmet etmektedirler. İşte bu açıdan, emperyalist bir savaşa ilişkin olarak, burjuvazinin iktidarını devirme perspektifinden yoksun bir “barış” söylemi, işçi sınıfının söylemi olamaz. Marksistler, işçi sınıfına silahsızlanmayı ve barış hayalleri kurmasını değil, Lenin'in "Silah kullanmasını öğrenmeye, silah sahibi olmaya çalışmayan bir ezilen sınıf, ancak köle muamelesi görmeye layıktır" sözleri doğrultusunda silahlarını gerçek düşmanına, burjuvaziye yöneltmesi çağrısında bulunurlar.

 

Savaşlar ve anti-militarist, bireyci tutum

"Askere gitmemeyi bir çözüm olarak sunmanın karşılığı, kapitalizmin yol açtığı savaşlara ve yıkımlara karşı pasif ve apolitik bir reddiyedir."3

Güncel üzerinden bakacak olursak küçük-burjuva humanizmi ve anarşizminin yarattığı; askere gitmeme, vicdani red teorileri aslen, kapitalizmin neden olduğu savaşlara ve yıkımlara karşı bireyci, pasif ve apolitik temelde bir reddediş, sınıf perspektifinden yoksunluktur. Bundan ötürü, bir bakıma savaşların ardındaki kirli sınıf çıkarlarını teşhir edemediği ölçüde burjuvazinin çıkarlarına hizmet etmektedir.

Ekim Devrimi ile komünistler; gerçek ve kalıcı barışın gerçekleşmesindeki nesnel koşulların, ancak ve ancak savaşlara neden olan burjuva sınıf egemenliğine dayalı kapitalist sistemin ortadan kaldırılması ve sosyalist işçi-emekçi iktidarının kurulmasıyla gerçekleşebileceğini 19. yüzyılın başında kanıtladılar.

 

Ya savaşlar içinde yıkım ve kıyımlar, ya sosyalizm!

"Savaş kapitalizmden ayrı tutulamaz. Bu nedenle savaşın 'yok edilmesi' ancak kapitalizmin ortadan kaldırılmasıyla, yani sömürücü burjuva sınıfın devrilmesiyle, proletarya diktatörlüğü, sosyalizmin inşası ve sınıfların ortadan kaldırılmasıyla mümkündür. Gerçekçi olduğu ne kadar iddia edilirse edilsin, bütün diğer teori ve öneriler sömürü ve savaşı devam ettirmek için ortaya atılmış bir aldatmacadan başka bir şey değildir." 4

Emperyalizm ve kapitalist sömürü düzeni var oldukça, bunların nesnel sonucu olan felaketleri ortadan kaldırabilmenin mümkün olduğuna inanmak hayalciliktir. Sömürüyü ve sömürücü egemen sınıfları ortadan kaldırmadan, gerçek ve kalıcı  barış hayaldir.

Emperyalist savaşa karşı mücadele ile sosyalizm mücadelesi aynı davanın parçalarıdır. Kapitalizmin bunalım ve krizlerinin maddi sonucu olan savaşların tasfiyesi, ancak ve ancak, sınırsız, sınıfsız, sömürüsüz bir dünyada mümkündür.

1 - Lenin  "1920 Mayıs'ında Rogojski-Simonovski Bölgesi'nde işçilerin ve Kızıl Ordu erlerinin konferansında ki konuşmasından

2 - Devrimci Taktiğin Sorunları - Eksen Yayıncılık

3 - Devrimci Taktiğin Sorunları - Eksen Yayıncılık

4 - Komünist Enternasyonal 6. Dünya Kongresi metinlerinden

E. Özgür