Milyonlarca emekçi tırmanan enflasyon, birbirini izleyen zamlar, ağırlaşan ekonomik kriz, işsizlik ve yoksulluğun ağırlığı altında nefes alamaz duruma geldi. Sarayın aparatı TÜİK’in açıkladığı çarpıtılmış verilere göre bile enflasyon yıllık yüzde 61.14 olarak hesaplandı. Bağımsız akademisyenlerin oluşturduğu ENAG’a göre ise enflasyon yıllık yüzde 142.63 olarak gerçekleşti. Gıda enflasyonu ise yüzde 70’e dayandı.
Dolayısıyla asgari ücret zammı yılın ikinci ayında çoktan erimiş bulunuyor. Türk-İş'in Mart ayında açıkladığı verilere göre, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 4 bin 928 lira, yoksulluk sınırı ise 16 bin 52 lira. Bu verilere göre Türkiye’de 84 milyonluk nüfusun 17 milyonu açlık sınırı altında, 52 milyonu yoksulluk sınırı altında ve 11 milyonu ise işsiz olarak yaşam savaşı veriyor. Bu rakamlar yalnızca kayıtlı olanlardır. Gerçek rakamlar bunun çok üstündedir.
Emekçiler bu boğucu tabloyla boğuşurken, dinci-faşist saray rejiminin devlet kurumlarına yerleştirilen elemanlarının ise çifte maaş keyfi büyüyor. Kamunun çeşitli kademelerinde yer alan bakan yardımcıları, eski bakanlar, bürokratlar şirketlere yönetim kurulu üyesi olarak atanıyor ve bunlar “huzur hakkı” adı altında yüz binlerce lira maaş alıyorlar. 2021’de yasal düzenleme ile güvence altına alınan “huzur hakkı” sayesinde, Türk Telekom’un yönetim kurulunda bakan yardımcıları, Türksat yönetim kurulunda eski vekiller, rektörler, emniyet müdürleri, öğretim üyeleri vb. yüzlerce kişi çoklu maaş alıyor. Liste uzuyor, maaşlar yükseliyor. Bu asalak takımına devlet kasasından 2, 3, 4, 5 ve hatta kimilerine 11 maaş ödenirken, yanı sıra makam aracı, yakıt gibi pek çok harcamaları da kurum tarafından karşılanıyor. Dolar garantili olan maaşlara bir de vergi muafiyeti ekleniyor. Kaynakları birbiriyle alakalı olmayan maaşlar aylık 176 bin lirayı bulabiliyor. Bu yiyici takımına son olarak sarayın gözleri ışık saçan bakanı Nureddin Nebati’nin dört yardımcısı daha eklendi.
Bu astronomik maaşları ödeyen devlet hazinesi, işçi ve emekçilerden toplanan dolaylı ve dolaysız vergilerden oluşuyor. Emekçileri açlık ve yoksulluğa iterek toplanan bu vergiler çoklu maaşlılardan ise alınmıyor.
Yani milyonlarca işçi ve emekçi, bu asalakların üçer-beşer maaşlarını daha fazla sefalete katlanarak ödemek zorunda kalıyor.
Temel ihtiyaç gıdalarından biri olan şekere yüzde 31 zam yapan Türkşeker’in yönetim kurulu üyeleri çift maaş alıyor. Toptan internet tarife fiyatlarına Haziran’dan itibaren geçerli olmak üzere yüzde 67 oranında zam yapan Türk Telekom’un yönetim kurulunda yer alan AKP’li 5 bakan yardımcısı çoklu maaş alıyor. Bakan yardımcısı olarak 39 bin 537 TL maaş alan bu asalaklara, Türk Telekom yönetim kurulu üyesi olarak da aylık 40 bin 618 TL maaş ödeniyor.
Milyonlarca emekçi en temel gıda maddelerine bile ulaşmakta zorlanma yaşarken, bakan Nebati “Piyasada işler elhamdülillah iyi, piyasalar canlı” arsızlığını sergiliyor. Enflasyon resmi verilere göre bile yüzde 61,1'e yükselmişken, “Yıl sonunda enflasyonun makul bir seviyeye geldiğini hep birlikte göreceğiz” yalanlarıyla emekçileri kandırmaya çalışıyor.
Sermaye devletinin bu temsilcileri küstahlıkta sınır tanımıyor, emekçilerle adeta alay ediyorlar. Son aylarda alanlara çıkan, direnişe geçen işçi ve emekçiler, sergilenen bu pervasızlığın önünü kesmek için nasıl bir yolun tutulması gerektiğini göstermiş bulunuyorlar.