Toplumun devrimci ve ilerici güçlerine yönelik polis terörü rekor seviyelerini kırarken, kolluk kuvvetlerin sıradan emekçilere yönelik gerçekleştirdiği şiddet de olağan hale gelmeye başladı. Geçtiğimiz ay Giresun’da 82 yaşındaki Yusuf Topal’a ters kelepçe takıp üstüne biber gazı sıkarak yaşamını yitirmesine neden polisler, bayramda da emekçilere yönelik terörünü sürdürdü.
Diyarbakır Yenişehir’de bir polis, pantolon paçasının yapılmasıyla ilgili bir sıkıntıyı motosikletli polis ekiplerini de “desteğe” çağırarak, terziyi tekme tokat dövmekle “çözdü.”
Tekme tokat dövdükleri terziyi “cumhurbaşkanına hakaret ediyor” diye de suçlamaya çalışan polisler, terziden karakolda zorla ifade almaya çalıştı.
Devlet, polise sınırsız yetki verip en ufak bir hak araması karşısında toplumun üzerine sürerken, polisler de aldıkları bu sınırsız yetki sayesinde her türlü keyfiliğe başvuruyor. Bu örnekte olduğu gibi, keyfiliklerine sorgusuz sualsiz tutukluluk nedeni sayılan “cumhurbaşkanına hakareti” ileri sürerek, emekçileri tehdit etmeyi sürdürüyorlar.