Dinci-gerici AKP iktidarının eğitim alanındaki saldırıları günbegün gün yüzüne çıkıyor. Yeni müfredatla eğitimde gericiliğin etkisini arttırmayı amaçlayan dinci iktidar, Temel Dini Bilgiler dersi kitabında cihadı övdü. Öğrencilere cihadın “Allah için savaşmak olduğu” anlatıldı.
Milliyet'ten Ayşegül Kahvecioğlu'nun haberine göre, Temel Dini Bilgiler dersinin kitabında, cihadın İslam dinindeki en önemli ibadetlerden biri olduğu vurgulanarak, bu ibadetin de farz olduğu kaydedildi. Kitapta, “Günümüzde cihat kavramı İslam karşıtları tarafından kötü örneklerle özdeşleştirilerek uzak durulması gereken birşeymiş gibi gündeme getirilmektedir. Ancak hadislerde cihat edenler övülmekte, Allah yolunda canlarıyla ve mallarıyla cihat edenler cennetle müjdelenmektedir. Hz. Peygamber, müminleri cihada teşvik etmiştir. Cihat ibadeti, hak ile batıl mücadelesi kıyamete kadar süreceği için her zaman var olması gereken bir ibadettir.”
Fıkıh ders kitabında ise cihadın, “çaba sarf etmek, gayret göstermek, zahmet çekmek, ilahi mesajı insanlara duyurmak, Allah’ın dinini yüceltip yaymak için elden gelen çabayı göstermek, Allah için yaşamak ve fedakârlık” olduğu belirtilerek, “Cihad, Allah yolunda canla, malla, sözle, fiille mücadeleyi içermektedir. Cihad, hem ekonomik hem kültürlerarası hem de silahla yapılan mücadeleyi içermektedir. Dar manasıyla Allah yolunda savaşmayı ifade etmektedir” denildi. İslam dininin Müslümanlara dinin esaslarını insanlara ulaştırma sorumluluğu yüklediğinin vurgulandığı kitapta, “Cihad, ülkenin işgal altında olması sebebiyle seferberlik kararı alınması durumunda farz-ayn (her müslümanın bizzat kendisinin yapması zorunlu olan şey) olur” denildi. Cihadı meşru kılan sebeplerin de sıralandığı kitapta, şunlar kaydedildi:
“Ülkenin saldırıya uğrayıp din, can, mal, nesil ve aklın korunması amacıyla savaş yapılması meşrudur. Bazı ülke ve grupların bir bölge veya tüm dünyayı tehdit eden faaliyetleri karşısında savaş meşru olur. İnsanların mal ve can güvenliğini tehdit eden nükleer, kimyasal, terörist faaliyetlere üs olma gibi fitne ve zulme engel olup uluslararası güvenliğin sağlanması amacıyla savaş yapılması da meşrudur. Devlete karşı silahlı ayaklanma ve isyan suçu ‘bağy’ olarak isimlendirilmektedir. Bağy suçunu işleyenlere karşı savaş yöntemi dahil olmak üzere gerekli tüm tedbirleri almak devletin hakkıdır. Ülkemizde 15 Temmuz’da yaşanan devlete isyan hareketi ‘bağy’ suçuna bir örnektir. Devletin düzenini yıkmaya çalışanlara ve alternatif paralel yapılanma içine girenlere karşı gerekli tedbirleri alıp bu isyan hareketini bastırmak devletin hem hakkı hem vazifesidir. Müslümanların dinlerini yaşamalarına ve tebliğ etmelerine engel olanlara karşı Müslüman devletler muhtelif yöntemlerle mücadele edebilirler.”