Türk Tabipleri Birliği (TTB), Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın COVID-19’a bağlı dolaylı ölümlerin doğrudan ölümlerden çok daha fazla olduğunu açıklaması üzerine 25 Haziran 2021 günü çevrimiçi bir basın toplantısı düzenledi. TTB Merkez Konseyi ve TTB Pandemi Çalışma Grubu’nun yaptığı açıklamada pandemiyi yönetemeyen ve sorumluluğu olanlara bir kez daha istifa çağrısı ve pandemiyle baş edebilmede şeffaf bilgi paylaşımı yapıldı.
TTB Pandemi Çalışma Grubu üyesi Dr. Tomris Cesuroğlu COVID-19 ölüm verilerine ilişkin soruna uluslararası bir bakış sundu. Vaka sayılarının manipüle edilmesinden bölge, yaş, cinsiyet dağılımlarının gizlenmesine kadar pandemi yönetiminin her anlamda çok kötü bir sınav verdiğini söyleyen Cesuroğlu şunları ifade etti:
“Halen epidemiyolojik raporlamalar yerine muğlak ifadeler paylaşılıyor. Türkiye’nin sicili o kadar kötü ki; verileri uluslararası karşılaştırmalara alınmayacak kadar güvensiz olarak değerlendiriliyor.”
Salgındaki gerçek ölümlerin resmi sayıların 3 katından fazla olduğu kabul edildi
Toplantıda TTB II. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten tarafından okunan basın açıklamasında ölüm sayılarının hala netleşmediği belirtilerek şunlar ifade edildi:
“Sağlık Bakanı 23.06.2021 tarihinde yaptığı basın toplantısında, salgın ve salgına bağlı nedenlerden dolayı ölümlerin 150 binin üzerinde olduğunu itiraf etti. Bu sayı, şimdiye kadar açıklanan resmi sayının 3 katından fazla. Biz Türk Tabipleri Birliği (TTB) olarak, COVID-19’a bağlı gerçek ölüm sayısının çok daha yüksek olduğunu ve salgın ölümlerinin manipüle edildiğini, gerçek ölüm sayılarının açıklananın en az 3,5 katı olduğunu birçok kez veriler ile ortaya koyduk (https://www.ttb.org.tr/userfiles/files/PB1.pdf). Bakanın açıklamasıyla TTB’nin şimdiye kadar söyledikleri, vaka sayısında olduğu gibi ölüm sayılarında da teyit edilmiş oldu. Açıklamaya göre fazladan ölüm sayılarında dünyada ilk sıralardayız.”
“Salgını tarihsel bir felakete dönüştüren Sağlık Bakanı istifa etmelidir”
Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı:
“Sağlık Bakanı, “ertelenen sağlık hizmetlerinden dolayı” yaşanan ölümlerin şimdiye kadar açıklanan resmi ölüm sayılarından “çok daha büyük” olduğunu söylüyor. Oysa her akşam kamuoyuna paylaşım yapan Sağlık Bakanı, vatandaşların tedavilerini aksatmamaları konusunda bugüne kadar hiçbir ciddi açıklama yapmayarak ve önlem almayarak, bu ölümlerin artmasına seyirci kalmıştır. Ertelenmiş sağlık hizmetlerinin sorumluluğu vatandaşlara yüklenmemelidir. Sağlık Bakanlığı’nın ertelenmiş sağlık hizmetlerini engellemeye yönelik neden kayda değer bir önlem almadığı sorgulanmalıdır.
Bugün, pandemide sağlık hizmetlerine erişim sorunu; bir toplumda pandemiye yönelik yaratılmış algı ve sağlık hizmetlerinde örgütlenme sorunudur. Her akşam topluma yönelik maske-mesafe-hijyen vurgusu yapan bakanlık, bugüne kadar hastanelere gelmeme konusunda halkın algısını değiştirecek açıklama yapmadığı gibi halkın hastanelere gelmesini zorlaştıracak adımlar atmıştır. Sokağa çıkma yasakları, bazı yaş gruplarının hastanelere izinle gitmek zorunda bırakılması, yerelde sağlık hizmetleri yetersizliği, iller arası hasta geçişinin güçlükleri nedenleriyle sağlık kurumlarına ulaşım zorlaştırılmıştır.
Salgının üzerinden bir yıl geçmesine rağmen geçici bir örgütlenme modeli çıkarılmamış; Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın birinci basamakta yapmış olduğu tahribat, ikinci basamak sağlık tesislerinin üçüncü basamağa dönüştürülmesi, şehir hastaneleri gibi planlamalarla şehir merkezlerindeki hastanelerin kapatılması ile halkın sağlık hizmetlerine ulaşımı engellenmiştir. Ertelenen sağlık hizmetlerinin gerçekleştirilmesi için kolay ulaşılabilir yerlerinde, kapılarına kilit vurulmuş durumda boş bekleyen bu hastaneler anlaması zor bir ısrarla yeniden açılmamaktadır. Yine bu süreçte; şehir merkezlerinde daha yaygın ve ulaşımı kolay olan özel hastanelerin ücretsiz olmaması, temiz hastane düzenlemesine gidilmemesi Sağlık Bakanı’nın bu sürece sadece seyirci kaldığını göstermektedir.
Bunun yanı sıra, genel sosyoekonomik durumdaki kötüleşmeye karşın ekonomik ve sosyal desteğin olmaması, 65 yaş üstü için haftalar süren sokağa çıkma yasakları sırasında ağırlaşan kronik hastalıklar gibi durumlar da pandemi sürecinde ölümlerin artışına neden olmuştur.
Her ne sebeple olursa olsun, pandemi süreci gerçekleşen tüm ölümler ister sağlık hizmetlerine erişim isterse COVID-19 nedenli olsun bakanın sorumluluk alanında olan sağlık hizmetleri kaynaklıdır. Bakanın yaptığı “sağlığa erişim sorunları kaynaklı ölümlerin fazlalığı” açıklaması kendi başarısızlığının itirafıdır.
Tüm uyarılarımıza rağmen algı yönetimi ve bilim dışı politikalarda ısrar ederek salgını tarihsel bir felakete dönüştüren Sağlık Bakanı istifa etmelidir.”