Amed Emek ve Demokrasi Platformu, Ekoloji Derneği üyeleri ve birçok kuruluşun katılımıyla Keçiburcu’nda Hevsel’deki “ekokırıma” dikkat çekmek amacıyla basın açıklaması yaptı. Açıklamayı Ekoloji Derneği üyelerinden Leyla Çite okudu. Açıklamada, Hevsel bahçelerinin yaklaşık 10 yıldır sistematik bir talana maruz bırakıldığını belirterek Hevseldeki biyoçeşitliliğe dikkat çekildi.
Nehir kenarlarının kafe ve piknik alanlarına dönüştürüldüğü belirtilen açıklama şöyle devam etti:
“Kentsel yerleşim alanlarının genişlemesi ve nehir kıyısı ve civarının lokanta, piknik vb. amaçlara hizmet eden alanlara dönüştürülmesi, doğanın insan ihtiyaçlarına yönelik dönüşümüne yol açmış, çevre ve biyoçeşitlilik üzerinde doğrudan olumsuz etkilere neden olmuştur. Bu etkinlikler ekosistem üzerinde tahribata neden olmakta, flora ve fauna elemanlarını değişik şekillerde olumsuz olarak etkilemektedir. On Gözlü Köprü civarı da yine nehir kıyı koruma bandı resmiyette olmadığı için yapılaşmaya açılabilmiş, nehir kıyı şeridi çay bahçeleri tarafından işgal edilmiştir. DSİ tarafından nehrin 4 kilometrelik kısmındaki sazlık ve ağaçları keserek kanal yapmıştır.”
10 dönümlük bahçedeki ağaçların sökülmesi ve o alanda iş makinalarının görülmesi üzerine yapılan açıklamada şunlar denildi:
“Yetkili kurum ve şahsiyetlere konu ile alakalı bilgi talebinde bulunulmasına rağmen orada ne yapılmak istendiği ile ilgili henüz herhangi bir bilgi edinilememiştir. Görünen o ki o alan birilerine peşkeş çekilecektir”
Açıklamada son olarak şunlar ifade edildi:
“Bizler emek ve demokrasi platformu bileşenleri olarak hevsel bahçelerinden surlara, yaşam alanlarımızı teslim etmeyeceğimizi, yıkımın devam etmesi halinde kentte yaşayan tüm yurttaşlarla çeşitli eylem ve etkinliklere başvuracağımızı buradan bildiriyoruz. Yetkili ve sorumluları bu talanı bir an önce durdurmaya çağırıyor, acil eylem planı oluşturulması ve kent dinamikleriyle ortak düzeltici faaliyetlerin yürütülmesini talep ediyoruz. Unesco’nun ise bir an önce sessizliğini bozmasını ve engelleyici bir tutum almasını istiyoruz.”