Hrant Dink Vakfı'nın 17-18 Kasım tarihlerinde düzenleyeceği “Cumhuriyeti'in 100. yılında Azınlık Hakları” konferansının açılış konuşmasını yapan Rakel Dink, Hrant Dink cinayetinin faili Ogün Samast'ın, cinayetten 16 yıl 10 ay sonra tahliye edilmesine değindi.
Agos’ta yer alan habere göre Rakel Dink konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“İki gün önce hepinizin bildiği gibi Hrant'ın katili olduğu söylenen kişiyi serbest bıraktılar. Bir kez daha adaletsizliği yüzümüze çarpıp, yasın en ağır günlerine geri yolladılar bizi. Şunu bir kez daha hatırlattılar: Hrant'ın cinayetini konuşmadan Türkiye'de azınlık haklarını konuşmak mümkün değildir.
Nerede nasıl bir yerde yaşadığımızı bilerek yaşıyoruz elbette. Biz zaten yıllardır katillerle aynı havayı soluyoruz. Çutağımın (Hrant Dink'in) öldürülme emrini verenlerin aramızda dolaştığını biliyoruz zaten. Sabahattin Ali'nin katiliyle, İlhan Erdost'un, Zeki Tekiner'in, Doğan Öz'ün, Uğur Mumcu'nun, Musa Anter'in katilleri, Sivas'ın katliamcılarıyla aynı havayı soluduğumuzu bilmiyor muyuz? Bir gün bile ceza almamış katillerin arasına karıştı gitti bir tetikçi daha. Cumartesi Anneleri'nin hâlâ daha bir mezar yerleri dahi olmadan, her gün katilleriyle aynı sokaklarda yürümek zorunda kaldıklarını bilmiyor muyuz? Hrant bilmiyor muydu nerede yaşadığını? Türk düşmanı yaftasını ona yapıştırmaya kalktıklarında işkence ediyorlardı ona. Güvercin tedirginliği derken, lirik yalnızlık derken, kendi azınlık halini haykırıp duruyordu.”
“Daha ilk günden karanlığın sorgulanması gerektiğini söyledik”
Tetikçi serbest dolaşmasının sembolik bir anlamı olduğunu vurgulayan Dink “Hrant Dink'i öldüren tetikçi serbest, Osman Kavala içerde. Azmettirenler serbest, Çiğdemimiz (Mater) içerde. Hedef gösterenler serbest, avukatlarımız içerde” dedi.
Sözlerine “Yargıtay ilk kez saçmalamış gibi yapamıyoruz. Çutağımın (Hrant Dink) kalemini kıran aynı Yargıtay değilmiş gibi yapamıyoruz” şeklinde devam eden Dink, Gezi tutsaklarına değindi. Dink şöyle devam etti:
“Hrant'ın cinayeti davasında adaletin yerini bulması, şu ya da bu kişinin üç beş yıl fazla ya da az ceza alması değildi. Daha ilk günden beri karanlığın sorgulanması gerektiğini söyledik. 'Bu davada adaletin yerini bulması ülkenin demokratikleşmesi için olmazsa olmazdır' dedik. Şimdi kalkıp 'Bu karar memleketimize hayırlı uğurlu olsun' mu diyelim? Devlet terörü, soykırım gibi kelimeler bugünlerde haklı olarak bolca kullanılırken, kendi ülkemizde olanlar olmamış gibi davranamıyoruz. Ve biz bugün yine her zamanki gibi içimizdeki isyanla, sebatla, akla, bilime, vicdana sığınıyoruz. Bugün konferansımızda birçok tarihi belgeler, akademik sunumlar, makaleler anlatımlar duyacağız. Yaşadığımız yeri değiştirmek dönüştürmek dışında, daha iyi bir ülke ve daha iyi bir dünya için çalışmak dışında, onurlu bir yaşayış bilmiyoruz. Elimizden gelen yüreğimizden geçenin çok azı olsa da, bildiğimiz yapmaya, her gün daha iyi yapmaya çalışarak, karanlığı bir nebze olsun aydınlatma devam edeceğiz."