Eğitim sistemini paralı hale getirilmişken devlet okulları da dershane patronlarına kiralanacak. 14 Mart 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 6528 sayılı kanunun 8. Maddesi’yle çerçevesi çizilen düzenleme, dershane patronları gerekli şartları yerine getirdiği taktirde, devlet okullarını 10 yıllığına alıp özel okul yapabilecek.
Manisa’da bazı özel dershanelere gönderilen matbu başvuru dilekçesi ile gündeme gelen bu uygulama, devlet okullarının 10 yıllığına eğitim sisteminden para kazanan sermaye sahiplerine satılabilmesi için yasal çerçevenin hazır olduğunu gösteriyor. 10 yılla başlayan ihale pazarlıkları böylece sürekli hale getirilecek.
İlk olarak yaklaşık 2 yıl önce gündeme gelen bu uygulama ise devlet okullarının satılabileceği ortaya çıkmıştı. Bazı okul yöneticileri, müfettişlerin okullara gelerek tapu bilgilerini, okulun bulunduğu bölgenin sanayi, konut ya da eğlence alanı olup olmadığını, öğrencilerinin nereden geldiğini, tapusunun müstakil mi yoksa Hazine’ye ait mi olduğunu belirlediklerini anlatmıştı. Böylece okulları satın alıp burayı birer ticari işletme haline getirmek isteyenler, ilk önce en çok kazandıracak okulların araştırmasını yapmışlardı.
Türkiye seçime kilitlenmişken 14 Mart 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan bir yasa maddesi, kapitalist sistemde düzenin tüm çalkantılara rağmen olduğu gibi sürdüğünü gösterdi. Yayınlanan bu yeni yönetmelikle birlikte bazı dershane ve özel eğitim kurumlarının yöneticilerine, matbu dilekçe örnekleri gönderilerek kamu okullarının devredilmesi süreci başlatıldı.
Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmelik gereğince kamu okullarını, binalarını, binaya ait eklenti ve bütünleyici parçaları kiralayıp işletebilecekler. Bu yönetmelik ile birlikte emekçi çocuklarını nasıl bir eğitim sisteminin beklediği bir kez daha görülmektedir.
Bilimsellikten uzak, gerici bir eğitim sistemiyle zihinsel gelişimleri sistemin ihtiyacına göre biçimlendirilmek istenen gençlik, ayrıca kapitalistler için iyi bir müşteri olarak görülüyor.
Sermayenin talanına açılmak istenen okullarda yaşanacaklar, kuşkusuz sadece orada eğitim görecek öğrencileri etkilemeyecek. Eğitim emekçileri de hem iş güvencesini kaybedecek, hem de böyle bir sistemin parçası haline getirilecekler.