6 Şubat depremlerinden bu yana AFAD, Saray rejimindeki çürümenin vardığı boyutu gösteren bir tür ayna işlevi görüyor. Neredeyse her gün bu kurumla ilgili bir skandal patlak veriyor. Saray tarafından AFAD yönetimine atanan görevliler için afet döneminde mağdur olan insanlara yardım etme rolünün "tali" olduğu görüldü. "Esas" olan, AKP-MHP iktidarının her kurumunda olduğu gibi AFAD’ın da bir rant ve kirli çıkarlar sağlama aracı olarak kullanmaktır.
AFAD gibi bir kurumun ranta ve talana kurban edilmesinin bedelini, günlerce enkaz altında kurtarılmayı bekleyen on binlerce kişi canıyla ya da sakat kalarak ödemiştir. AFAD’ı esas işlevinden uzaklaştırıp bir rant batağına dönüştüren Saray rejimi de bu vahşi zihniyete uyum sağlayan alt düzey yöneticiler de suç ortağıdırlar. Bunların on binlerce kişiyi taammüden öldürmekten yargılanmaları gerekiyor. Elbette Saray rejimi bunu yapmayacak. Zira en büyük suçlular en tepede oturuyor. Saray rejimini tarihin çöplüğüne atılması durumunda yeni kurulacak yönetim böyle bir şeye girişebilir mi? Bu henüz belli değil. Eğer halk kitlelerinin bu yöndeki talepleri ciddi bir basınç oluşturmazsa, büyük ihtimalle bu ağır suçlar faillerin yanına kâr kalacaktır.
Son günlerde ortaya çıkmaya başlayan bazı veriler Saray rejiminin şu veya bu kademesinde görevli olan bazılarının hesap verme korkusuna kapıldığı izlenimini güçlendiriyor. Hal böyleyken 21 Mart sabahı Ankara’daki AFAD merkezinin evrak bölümünde yangın çıkması da doğal olarak pek çok soru işaretini beraberinde getirdi.
Dikkat çekici olan savcılığın da yangını şüpheli görmesi ve soruşturma başlatmasıdır. Konuyla ilgili DW Türkçe’de yer alan haberde şu ifadeler kullanıldı:
“Ankara'nın Çankaya ilçesinde Dumlupınar Bulvarı üzerinde bulunan AFAD'ın muhasebe/evrak bölümünde 21 Mart saat 05:00 sıralarında bir yangın çıktı. Saat 05.11’de olay yerine ulaşan itfaiye, 3 katlı binanın giriş katındaki yangını söndürdü. Olayda herhangi bir yaralanma meydana gelmedi. Yangın sonucunda bazı evrakların zarar gördüğü belirtildi.”
Bu gelişme üzerine yapılan kimi yorumlarda, Saray rejiminin AFAD binasında bulunan belli evrakları, diğer bir ifadeyle “suç delili” taşıma ihtimali olanları ortadan kaldırmak istediği belirtiliyor. AKP-MHP iktidarının AFAD gibi bir kurumunun evrak bölümünde yangın çıkmasına elbette şüphe ile bakılacaktır. Zira bu yangının tam bu dönemde tesadüfen ortaya çıktığına kimse kolay kolay inanmaz. Savcılığın soruşturma başlatması da dikkat çekici. Eğer savcılık suç delillerini ortadan kaldırmak için bu soruşturmayı başlatmadıysa, gerçekler bir şekilde ortaya çıkacaktır.
AFAD şeflerinin korkması şaşırtıcı değil. Zira hem suç dosyaları çok kabarık hem onları koruyan Saray rejiminin tarihin çöplüğüne atılma ihtimali yükseliyor. Bu durumda “suça batmış birtakım iktidar dalkavuklarının paçalarını kurtarma” telaşına düşmeleri eşyanın tabiatına uygundur.
Tepedekinden alta doğru rejimin şeflerinin işledikleri ağır suçların hesabını vermekten kurtulma arayışında oldukları kesin. Ancak esas mesele emekçilerin bu suçluların yakasına yapışıp onlardan hesap sormasıdır.