Cumartesi Anneleri Galatasaray Meydanı’ndaki 539. buluşmasında Suruç’ta katledilen 31 kişiyi andı.

Saat 12.00’de başlayan eylemde İlk sözü Hayrettin Eren’in kardeşi Faruk Eren aldı. Suruç katliamını ve yapılan operasyonları kınayan Eren, yaşananların ‘90’lı yılları hatırlattığını ifade etti. Eren şunları söyledi:

"Ağlıyorum bir haftadır. Ülkemizde tekrar bombalar patlıyor, gençler ölüyor. Özellikle son bir haftadır yaşananlar bizi çok ürkütüyor. İnternet siteleri kapatılıyor. Uçaklar bomba yağdırıyor. 90'lı yıllara doğru birileri ülkeyi hızla çekmeye çalışıyor. İktidar bunu yapmaya çalışıyor.. Bizler burada oturanlar o yılların tanığıyız. Neler yaşandığını çok iyi biliyoruz. Ne büyük acılar yaşandığını çok iyi biliyoruz . O acılar yaşanmasın diye biz burada oturuyoruz. Yüzlerce insan kaybedildi, binlerce faili meçhul cinayet işlendi. Sakın ha diyoruz. Sakın ha! Bir daha o yıllara döndürmeyin bu ülkeyi. Ben tekrar ölen 31 genç arkadaşımız için yakınlarına, tabi bize başsağlığı diliyorum"

Rıdvan Karakoç’un kardeşi Hasan Karakoç ise, yıllardır yeni katliamlar olmasın diye oturma eylemi yaptıklarını ancak 31 kişinin daha vahşice katledildiğini ifade ederek katledilenlerin anılarını yaşatmaya devam edeceklerini söyledi.

İsmail Bahçeci’nin kardeşi Umut Bahçeci ise “sözün bittiği yerdeyiz” diyerek katliamı lanetledi.

Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak ise geçen haftaki Cumartesi Anneleri’nin eyleminde Suruç’ta katledilen Çağdaş Aydın ve Cemil Yıldız’ın da bulunduğunu belirterek “düşlerini ve gülüşlerini yaşatacağız” dedi.

“Her şeye rağmen gelecekten umutluyuz!”

Bu haftaki basın açıklamasını Metin Göktepe’nin ablası Meryem Göktepe okudu. Suruç’ta gerçekleştiren katliamı lanetleyen Göktepe, katliamın sermaye devletinin bilgisi dahilinde gerçekleştiğine vurgu yaparak AKP’nin savaş ve saldırganlık politikasını teşhir etti. Göktepe, "Katliamlar devletin bilgisi olmadan gerçekleşemez. Bombacılar kim olursa olsun, devlet hukuksal ve siyasal sorumluluktan kurtulamaz" dedi.

Göktepe şunları söyledi:

"Özgür, eşit adil bir yaşam arayışında olan evlatlarımız ecelsiz ölmeye devam ediyor. Devlet yine yükümlülüklerinin yerine getirmedi. Kalplerinde insanlık sevgisi, ceplerinde oyuncak taşıyan çocuklarımız, göz göre göre gelen vahşi bir katliamın ortasında bıraktı. Onlar, Galatasaray'da, Roboski'de, Soma'da adalet arayan annelerin yanında olan merhametli, vicdanlı çocuklarımızdı. Cemil bizi yalnız bırakmadı. Büşra Galatasaray'da basın açılamamızı okudu. Hatice Ezgi, bizi desteklemek için her fırsatta Galatasaray'a geldi. Çağdaş, her cumartesi Galatasaray'da elimiz, ayağımız oldu. Onlar gibi gençlere sahip olduğumuz için hala, her şeye rağmen gelecekten umutluyuz"

Açıklamanın ardından eylem sonlandırıldı.