Son günlerde hemen her gün çocuklara yönelik cinsel istismar ve tecavüz haberleri basına yansıyor. Okullardan dinsel gericiliğin etkin olduğu kurumlara, sokaklardan aile içerisine kadar toplumsal yaşamın bir dizi alanından yansıyan cinsel istismar ve tecavüz olayları, düzenin çürümüşlüğüne de ayna tutuyor.
Çürümüşlük bu denli ayyuka çıkmışken, düzen mahkemeleri yeni tecavüzlerin ve çocuk istismarlarının önünü açacak türden kararlara imza atıyor. Bunun güncel bir örneği Diyarbakır'da yaşandı.
Diyarbakır'ın Yenişehir İlçesi'ndeki bir ortaokulda eğitim gören 12 yaşındaki 5 kız öğrenci, 2013 yılı Mayıs ayında rehber öğretmenlerine, Fen Bilgisi öğretmeni D.T.'nin cinsel istismarına maruz kaldıklarını söyledi. Durumun yönetime bildirilmesi üzerine okula gelen polis, D.T'yi gözaltına aldı. Öğrencilerin ifadelerinin alınmasının ardından savcılığa sevk edilen D.T. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
“Görevime gurula devam ediyorum”
Soruşturma sonunda hazırlanan iddianamede D.T. hakkında 'Çocuğun basit cinsel istismarı' suçundan 72 yıla kadar hapsi istendi.
İddianamenin kabulünün ardından tutuksuz sanık D.T.'nin yargılaması 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. İfadesinde 24 yıllık öğretmen olduğunu belirten D.T. kendini şu sözlerle savundu:
"Ben bu konularda hassasiyeti olan bir aileden geliyorum. Bu suçlamayı asla kabul etmiyorum. Şikayetten sonra idari soruşturma açıldı ve görevden geçici olarak alındım. Milli Eğitim geniş bir soruşturma açtı. Böyle bir araştırma yapılmasına rağmen, Milli Eğitim Müdürü suç unsuru olmadığını ve görevime devam edebileceğimi söyledi. Ben de öğretmenliğe gururla devam ediyorum."
Duruşmada ifadesi alınan öğrencilerden H.Ç. şikayetini sürdürürken, diğer 4 öğrenci savcılıkta verdikleri ifadeyi kabul etmediklerini belirterek D.T. hakkındaki şikayetlerini geri çektiklerini söyledi.
Öğrencilerin ifadesine eşlik eden pedagog ise çocukların duruşmada verdikleri ile önceki ifadeleri arasında çelişki olduğunu söyledi. Duruşma öncesi baş başa yaptıkları görüşmede mağdurların korktukları izlenimi edindiğini belirten pedagog, "Çocukların etki altında olduklarını düşünüyorum" diye konuştu.
Mahkeme: Hayal görmeye müsait yaştalar
Kararını açıklayan mahkeme, sanığın suç işlediğinin sabit olmaması nedeniyle beraatine hükmetti. Gerekçeli kararı açıklayan mahkeme, sanığın istikrar arz eden ifadelerinde suçlamayı kabul etmediğini, buna karşın öğrencilerin ifadelerinin çelişkili olduğunu iddia etti. Cinsel suçların kimsenin görmediği ıssız yerlerde işlenmesinin tercih edildiğini belirten mahkeme, sanığın kalabalık sınıf ortamında bu eylemleri gerçekleştirmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savundu. Mağdurların yaş aralığının ergenlik çağı olarak nitelendirildiği belirtilen kararda şu ifadelere yer verildi;
"Bu dönemde tartışmaların, göz yaşlarına boğulmanın ve bunların aralarına serpilmiş hayal kurma anlarının sıklığı, ergenlerdeki duygusal gelişim ve değişimin sonucu olarak duyguların yoğunluğundaki artış ve istikrarsızlığın olağan olduğu, mağdurların yaş aralığı göz önüne alındığında beyanlarının samimiyetinden şüpheye düşülecek önemli çelişkiler bulunduğu anlaşılmıştır."
Gerekçeli kararın açıklanmasının ardından, cinsel istismara maruz kalan öğrencilerin avukatı Zeynep Biroğul Yargıtay'a temyiz başvurusu yaptı. Avukat Biroğul, "Ülkemizde ne yazık ki bu tür olaylarda tanıdıklar devreye girmekte ve olayın üstü örtülmeye çalışılmaktadır. Bu yaştaki çocukların böyle bir olay nedeniyle yalan söylemeleri mümkün değildir" dediği belirtiliyor.