İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Çocuk Komisyonu, Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada Türkiye’de çocuk haklarına ilişkin bir politika ve mekanizma olmadığına, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne imzacı devletlerin sözleşmenin gereğini yerine getirmediğine dikkat çekti.
Saat 12.30’da İHD İstanbul Şubesi’nde başlayan toplantıda ilk olarak sinevizyon gösterimi yapıldı. Ardından Çağla Seven tarafından basın açıklaması okundu.
Bugünün Birleşmiş Milletler’in (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin kabulünün 29. yılı olduğu belirtilen açıklamada çocuk haklarının önemine ilişkin şunlar söylendi: “Biliyoruz ki, her bir çocuğun biricik ve gelişiminin özel bir döneminde olması, yetişkinlere oranla çevresinde olan bitenlerden en çok etkilenmesi, onu doğrudan veya dolaylı olarak ilgilendiren kararlara katılımda engellerle karşılaşması, hak ihlallerine açık ve ihlallerin hedefi haline gelmesi, hak arama mekanizmalarına erişiminin kısıtlı olması gibi pek çok nedenden dolayı, çocukların insan hakları daha özel ve özenli ele alınması gereken bir alandır.”
“İmzacı devletler sözleşmenin gereklerini yerine getirmiyor”
Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 193 ülke ile en çok ülke tarafından imzalanan sözleşme olduğu ifade edilen açıklamada, Türkiye’nin sözleşmeyi 1990’da imzaladığı ancak 1995’te ifade özgürlüğü, kendi kültürünü yaşatma ve kendi dilini özgürce kullanma haklarını içeren 17., 29. ve 30. maddelerine “çekince” koyarak yürürlüğe koyduğu belirtildi. Anlaşmaya imzacı diğer devletlerin de anlaşmanın yükümlülüklerini yerine getirdiğini söylemenin mümkün olmadığı kaydedilen açıklamada, Türkiye’de de çocuk haklarının korunması ve geliştirilmesine ilişkin bir politika ve mekanizma olmadığına dikkat çekildi.
İstismar, çocuk işçilik, gericilik...
İktidar ve siyasetçilerin ihtiyaç ve ideolojilerine göre çocukların malzeme yapıldığına dikkat çekilen açıklamada, CİMER verilerine göre 2017 yılı genelinde ve 2018 yılının ilk 6 ayı içerisinde 21 bin 957 çocuk gebe sayısının kayıtlara geçirildiği aktarıldı. “Nusaybin’de sokağa çıkma yasakları sırasında tutuklandıktan sonra 76’şar kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanan 17 çocuğun davanın 5. duruşmasında da tahliye edilmemiş olması sözleşmenin ‘18 yaşının altında özgürlüğün kısıtlanmasının son çare olması’ ilkesinin 37., 38., 39. ve 40. maddelerine aykırıdır” ifadeleriyle süren açıklamada, savaş sırasında ve sonrasında çatışma artıkları nedeniyle yaşamını yitiren çocuklara dikkat çekildi.
İçişleri Bakanlığı verilerine göre 1,7 milyon çocuktan yalnızca 616 bininin okul kaydı olduğu belirtilen açıklamada, çocuklara dayatılan gerici eğitime de dikkat çekildi. TÜİK verilerine göre 2014-2017 yılları arasında 7 bin 466’sı oğlan, 51 bin 818’i kız, toplam 59 bin 284 çocuğun cinsel istismara uğradığı belirtilen açıklamada ILO’ya göre 6-14 yaşları arasında 292 bin, 6-17 yaşları dikkate alındığında ise 893 bin olmak üzere 18 yaşın altında 1 milyon 185 bin çocuğun çalışma yaşamında yer aldığının tahmin edildiği ifade edildi. 2018’in Ocak-Ekim aylarında 61 çocuğun iş cinayeti sonucu yaşamını yitirdiği de eklendi.
Açıklama çocuk haklarının geliştirilmesine ilişkin talepler sıralanarak sona erdi.
Kızıl Bayrak / İstanbul