Taksim'deki ÇHD binasında gerçekleştirilen basın toplantısına ÇHD İstanbul Şube Yöneticisi Gülvin Aydın, ÇHD Genel Merkez Yöneticisi Gökmen Yeşil ve ÇHD İstanbul Şube Sekreteri Güray Dağ katıldı.
Toplantıda ilk sözü alan Av. Gülvin Aydın, AKP’nin çıkarmak istediği yeni avukatlık yasasına karşı kendi hazırladıkları görüşleri açıklamak için toplantıyı gerçekleştirdiklerini ifade ederek sözü Güray Dağ'a bıraktı.
Avukatlık ranta açılmak isteniyor
Avukatlık yasasının değiştirilmek istediğini belirten Av. Güray Dağ, bu tasarıya karşı kendi raporlarını açıkladı. İlan edilen bu yeni taslakla birlikte avukatlık yasasının silbaştan değişeceğini ifade eden Dağ, yargının ve yürütmenin AKP döneminde tam anlamıyla siyasi iktidarın gündemine girdiğine vurgu yaptı.
AKP iktidarının Anayasa Mahkemesi kararlarına dahi saygı duymadığını hatırlatarak bununla beraber değerlendirildiğinde faydalı bir değişiklik olmayacağının anlaşılacağını ifade etti.
Baroların ve avukatların bu tasarı hazırlanırken görüşünün alınmamasını teşhir eden Dağ, bu yasayla mesleğin kabul görmüş kurallarının yok sayıldığını belirtti.
Yabancı hukuk bürolarının da yasayla önünün açıldığını belirten Dağ, bu değişiklikle avukatlık mesleğinin de sermaye için bir rant kapısına dönüştürülmek istenmesini teşhir etti.
Meslekteki nitelik sorununun kaynağı verilen eğitimin niteliğine bağlıdır
Yasayla birlikte avukatlık mesleğinde yaşanan nitelik sorunu gerekçe gösterilerek staj ve mesleğe başlangıçta olmak üzere iki ayrı sınav getirildiğini belirten Dağ, bu sınavların varolan nitelik sorununu gidermeyeceğini vurguladı. Bu nitelik sorununun gerisinde neredeyse her okulda açılmış olan hukuk fakültelerinde (110 civarında) verilen eğitimin niteliğinin yer aldığını söyledi. Bu sınav uygulamasıyla ayrıca her yıl mezun olan ortalama 50 bin avukatın yaklaşık 40 bininin açıkta kalarak hukuk bürolarında yardımcı eleman olarak çalışmak durumunda bırakılacağını kaydetti.
Yasanın aynı zamanda mevcut haliyle yasak olan reklam yapmanın önünü açacağını belirten Dağ, hukuk alanındaki tekellerin bu sayede yapacağı reklamla bağımsız çalışan avukatların mesleğini yapmasını engelleyeceğine dikkat çekti.
Avukatlık ve barolar ele geçirilmek isteniyor
Avukatların ve baroların da aynı zamanda Adalet Bakanlığı'nın vesayeti altına alınmak istendiğine dikkat çeken Dağ, AKP'nin yargı ve hukuk alanında ele geçiremediği tek alan olan avukatlığı-baroları ele geçirmeye çalıştığını vurguladı. Barolar Birliği'ni ele geçirmek isteyen dinci gerici iktidarın bunu sağlamak için de seçimlerdeki üye sayısına göre olan delege sayılarını her baroya eşit şekilde dağıtılmak istendiğini belirtti. Ayrıca barolarda gönüllü olarak yürütülen görevlerin ücret karşılığında yürütülmesinin de sağlanmak istendiğini, bunun da durumu ticari bir boyuta taşıdığını ifade etti. Barolardaki seçimlerde de çarşaf liste uygulaması getirilerek oluşacak yönetimin iş yapmasının önünün tıkanmak istendiğine dikkat çekti.
Aynı zamanda insan hakları ihlaliyle ilgili avukatların ve baroların dava takip etme ve dava açma yetkilerinin de yasayla birlikte kaldırılmak istendiğini belirtti.
2 yıl ceza alan kişilerin bu suçları ertelenmiş veya para cezasına çevrilmiş olması durumunda dahi mesleğe kabul edilmeyeceğini ifade eden Dağ bunun kabul edilebilir bir durum olmadığını söyledi.
Avukatlık mesleğinin etkisi kırılmak isteniyor
Dağ'ın ardından söz alan Av. Gökmen Yeşil ise yeni getirilmek istenen yasayla birlikte avukatlık mesleğinin ve baroların toplum içindeki etkisinin kırılmak istendiğini belirtti. Soma'da yürütülen çalışmaları örnek gösteren Yeşil, bağımsız avukatlar ve hukuk örgütlerinin orada yaşanan hukuksuzlukları açığa çıkarttığını ifade etti. AKP'nin bu durumdan da rahatsız olduğunu ekledi.
Son olarak Temmuz ayında meclis gündemine gelecek bu yasaya karşı ÇHD olarak baroya da hazırladıkları taslağı sundukları ve yasaya karşı duracakları ifade edilerek basın toplantısı sona erdirildi.
Kızıl Bayrak / İstanbul