Sosyal politikalar ve çalışma iktisadı uzmanı Prof. Dr. Aziz Çelik AYM’nin kamuda grev ve TİS hakkını yok eden düzenlemeyi iptal kararına ilişkin paylaşım yaptı.
“AYM 6356 sayılı yasaya eklenen ek 2. maddenin “Bu protokol hükümleri geçerlilik süresi içinde bu madde kapsamındaki idareler ile taraf konfederasyona üye olan sendikalar için bağlayıcıdır” hükmünü iptal etti. Karar 17/4/2024 tarihli Resmi Gazete'de yayımlandı.
Bilindiği gibi Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair 7079 Sayılı Kanun ile 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanuna eklenen ek 2. madde işçi konfederasyonlarına hükümet ile toplu iş söyleşmesi çerçeve anlaşma protokolüne imzalama imkanı veriliyordu. Ek 2. maddeye göre protokol hükümleri madde kapsamındaki idareler ile taraf konfederasyona üye olan sendikalar için bağlayıcı idi.
Böylece konfederasyonlar sendikalara rağmen bağlayıcı protokoller imzalayabiliyor, üye sendikalar bunlarla bağlı oluyor ve konfederasyonların imzaladığı “çerçeve anlaşma protokolü” ile toplu iş sözleşmesi ve grev hakkı fiilen ortadan kaldırılmış oluyordu.
Protokol sırasında konfederasyonlara greve başvurma hakkı vermeyen kanun hükmü protokolün üye sendikalar için bağlayıcı olduğunu kuralını getirerek üye sendikaların uyuşmazlık yoluna gitmesini ve greve başvurmasını engelliyordu.
Bu hükme dayanarak Hükümet ile Türk-İş ve Hak-İş arasında toplu iş sözleşmesi çerçeve anlaşma protokolleri imzalanmıştı.
AYM, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na eklenen ek 2. maddenin (1) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE OYBİRLİĞİYLE ile karar verdi.
İptal kararının sonuçları
İptal kararı sonrasında hükümet ile konfederasyonlar arasında protokoller yine imzalanabilecek ancak konfederasyonlar tarafından imzalanan çerçeve anlaşma protokolü taraf idare ve üye sendikalar için bağlayıcı olmayacak. Üye sendikalar taraf idareler ile toplu iş sözleşmesi prosedürü yürütebilecek, uyuşmazlık çıkarabilecek ve greve çıkabilecek.
Çerçeve anlaşma protokolü bağlayıcı değil yol gösterici olabilecek. Üye sendikalar isterlerse bu protokolü esas alabilecek. Bu karar ile konfederasyonların üye sendikaların grev hakkını askıya almasının önüne geçilmiş oldu.
Karar ile sendikaların grev hakkı iade edilmiş oldu. Bu iptal kararı ile halen yürürlükte olan toplu iş sözleşmesi çerçeve protokolü hukuken dayanaksız kalmış oldu.
Anayasa aykırı olduğunu yazmıştım
Çerçeve protokoller 1990’lardan bu yana Türk-İş ile hükümet arasında imzalanıyor. Ancak geçmişteki protokoller birer prensip anlaşması niteliğindeydi. Hukuken bağlayıcı değildi.
Aralık 2017’de 696 sayılı KHK ile (daha sonra 7079 sayılı Kanun hükmü oldu) 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na ek 2. madde eklenerek hükümet ve kamu işveren sendikaları ile işçi sendikaları konfederasyonları arasında kamu işçilerinin mali ve sosyal haklarını belirlemek üzere kamu toplu iş sözleşmeleri çerçeve anlaşma protokolü imzalanmasına olanak tanındı.
Ayrıca bu protokol hükümlerinin geçerlilik süresi içinde idare ile taraf konfederasyona üye olan sendikalar için bağlayıcı olacağı hükme bağlandı. İşte püf noktası burasıydı.
Türkiye’nin çalışma ilişkileri rejiminde toplu iş sözleşmesi ehliyet işkolu sendikalarına aittir. Konfederasyonlar toplu iş sözleşmesi bağıtlayamaz, toplu iş uyuşmazlığı çıkaramaz ve greve gidemez. Bunları sadece işkolu sendikaları yapabilir.
KHK ile yapılan yasa değişikliği ile toplu iş sözleşmesine taraf olamayan ve greve başvuramayan konfederasyonlara toplu iş sözleşmeleri açısından bağlayıcı protokol imzalama yetkisi verilmişti. Üye sendikaların iradesi aranmaksızın konfederasyona bağlayıcı protokol yapma imkânı tanınmıştı. Bu düzenleme bir garabetti. İşkolu sendikalarının toplu pazarlık yetkisini boşa düşürmekte ve greve başvurmalarını imkânsız hale getirmekteydi.
Bu kuralın Anayasaya açıkça aykırı olduğuna 2019’da dikkat çekmiştim. Haklı çıktım. AYM yıllar sonra bu kuralı iptal etti.”