Rize’nin Fındıklı ilçesinde Çağlayan Vadisi üzerine yapılmak istenen maden ocağına karşı eylemler sürüyor. “Fındıklı Yaşam Savunucuları” tespit için gelen Mahkeme Keşif Heyeti’ni karşıladı. Yapılan yazılı açıklamada “Çağlayan deresi, kaynağını aldığı Kaçkar dağları eteklerinden, Karadeniz’e kavuştuğu sahil şeridine kadar eşsiz güzelliği, hayat verdiği sayısız çeşitte bitki ve hayvanı, bir can damarı gibi beslediği yaşamlarla sadece yörenin değil, tüm Türkiye’nin ender korunmuş vadilerinden Çağlayan vadisinin kalbidir” denildi
“Endüstriyel balıkçılık doğamızı tahrip ediyor”
Açıklamanın devamında şunlar ifade edildi:
“Sularımızı çalmak isteyen HES’ler, topraklarımızı deşmeye can atan maden ocakları ve deremizi kirleten endüstriyel balıkçılık Çağlayan vadisini, doğamızı tahrip etmek için birbiri ardına fırsat kolladı.
Fındıklı halkının ortak mücadelesi ile yalnız ülkemize değil tüm dünyadaki çevre duyarlılığı ve sürdürülebilir yaşam alanları arayışlarına örnek olabilecek şekilde yeşil Fındıklımızın göz bebeği Çağlayan vadimizi bugüne kadar korumayı başardık.
Üstelik tüm zorluklarına rağmen başta çay olmak üzere küçük ölçekli aile tarım işletmeciliği ve ekolojik turizme dayalı aile pansiyonculuğu ile bölge insanı olarak bizler vadimizde hem mirasımız olan doğanın, derenin, ağaçların, havanın ve suyun koruyucusu olmaya devam etmekte, hem de uzun zamandır yerel ölçekte hepimizin kimseye muhtaç olmadan sürdürdüğü bir ekonomi yaratmaktayız”
Vadi tehdit altında
“‘Dere ıslahı’ adı altında yapılan fakat gerçekte derenin kendisi ile ayrılmaz bir bütünü olan insandan ve hayvandan kopartıp ‘beton duvarlar’ arasına suyu hapseden çalışmaların yanlışlığına” dikkat çeken açıklamada doğal SİT alanı olan vadinin büyük bir tehdit altında olduğunun altı çizildi.
Çağlayan deresinden alınan suların balık çiftliklerine aktarılması ve kirlenen suların tekrar dereye aktarılmasına vurgu yapılarak şunlar belirtildi:
“Başta endemik balık türü ‘deniz alası’ olmak üzere tüm sucul canlılar için derenin yatağında yeterli miktarda su bırakılmaması vadimize büyük zarar veriyor. Çiftliklerde kullanılan suyun dereye girilemeyecek kadar kirletilmiş şekilde bırakılmasına, vadinin içinde kamudan kiralanmış araziye yoğun beton duvarlar yapılmasına ve Beydere deresinin topyekun olarak bu tesislerde kullanılmasına karşıyız.”
Bölgede yaşayanlar her türlü yasal hakları kullanarak hukuki mücadeleyi sürdüreceğini belirtilerek “Gerek endüstriyel balık çiftlikleri, gerek HES faaliyetleri ve madencilik adı altında planlanan çevre tahribatlarını engelleyerek doğa ile uyum içindeki vadimizi nasıl savunduysak, şimdi de aynı şekilde koruyacağımızı duyuyoruz” denildi.
Yaşam savunucuların Mahkeme Bilirkişi Heyeti’ni bekleyişi sürüyor.