Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Fatma Alökmen, Aydın’ın Didim ilçesinde bir arkadaşını ziyaret ettiği sırada, ev sahibi ve 4 kişiyle birlikte düzenlenen ev baskınıyla gözaltına alındı. 30 Kasım’da çıkarıldıkları mahkeme tarafından da tutuklandı. Fatma Alökmen’le birlikte Ege İşçi Birliği üyeleri Yücel Memiş, Serdar Gül, Rohat Ayas ve ev sahibi Emine Turan’ın tutuklanmasına katıldıkları eylem ve etkinlikler gerekçe gösterildi.
DEV TEKSTİL yöneticisi Okan Karacam, sendikaları üzerindeki baskıları ve son dönemdeki işçi liderlerine yönelik tutuklamaları ANF’ye değerlendirdi.
Savcı karakolda ifade verilmemesini örgüt tavrı olarak değerlendirdi
Polisin ev baskını sırasında kendilerine ifade verip gideceklerini söylediğini, ancak gözaltı gerekçesini açıklamadığını belirten Karacam, sendikacıların karakolda ifade vermek istememelerinden dolayı da 4 günlük gözaltı süresi alındığını belirtti. Karacam şöyle devam etti:
“Arkadaşlarımız, Aydın Didim’de bulunan bir dostumuzu ziyaret ediyor ve o ziyaret sırasında da dostumuza ait zeytinleri toplamaya yardım edecekler. Sabah, bulundukları eve operasyon düzenleniyor. Polisler, ‘İfadelerinizi alıp serbest bırakılacaksınız’ diyor. Kendileri de karakolda ifade vermeyeceklerini söylediklerinden dolayı 4 gün gözaltında tutuluyorlar ve bu süreç içerisinde Didim Savcılığı, kendince delil yaratma çabasına giriyor. Arkadaşlarımızın ikamet ettikleri evler de basılıyor bu süreçte. Buradan araştırma yapmaya, delil üretmeye çalışıyorlar ama hiçbir şey bulamıyorlar. Arkadaşlarımızın 1 Mayıs ve 8 Mart eylemlerine katılmaları, işçi direnişlerine katılmaları suç sayılarak Didim Savcılığı tarafından tutuklamaya sevk ediliyor ve tutuklanıyorlar.”
İşçi direnişlerine katılmayı suç saydılar
Tutuklanma gerekçelerini tam olarak bilmediklerini, savcılık sorgusunda sorulan sorulardan anlaşılanın katıldıkları 1 Mayıs, 8 Mart eylemleri ve işçi direnişleri olduğunu söyleyen Karacam, “Bugün, sonuçta sendikamıza gerçekleştirilen operasyonla ilk defa karşı karşıya kalmadık. Daha önce de sendikamıza, sendika temsilcilerimize dönük operasyonlar gerçekleştirilmişti; sendika temsilcilerimiz tutuklanıp teslim alınmaya çalışılmıştı. Yine sendikamıza dönük bir operasyonla karşı karşıyayız.
Aslında içinden geçtiğimiz süreçte sadece bizim sendikamıza yönelik saldırılar artmadı; diğer sendikalara dönük saldırılar da arttı. Geçtiğimiz günlerde DGD-Sen Genel Başkanı’nın gözaltına alınması, Genel-İş Sendikası Başkanı’nın tutuklanması, DİSK Adana Bölge Sorumlusu’nun tutuklanması gibi. AKP ve MHP faşizminin saldırılarıyla karşı karşıyayız ve bu saldırılar her geçen gün artıyor. Burada, sonuçta saldırıların bir diğer esas nedeni de iktidara ve devlete karşı uslu durmadığımız ve sermayenin de karşısında olduğumuzdan kaynaklıdır. Ekonomik krizin her geçen gün derinleştiği bir ortamda biz sınıf mücadelesi yürütenler ve o sömürü koşullarına karşı gelenler, baskı, tutuklama ve gözaltıyla teslim alınmaya çalışıyoruz.” dedi.
İşçi liderlerine ve sendika yöneticilerine yönelik saldırıların, gün geçtikçe büyüyen işçi direnişlerinin önüne geçemeyeceğini, hatta yeni direnişlerin de olacağını dile getiren Karacam, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu baskılar direnişleri bitiremeyecek. Artan saldırılar ve baskılar var olan direnişleri ya da gelişecek yeni direnişlerin önüne de geçemeyecek. Ekonomik krizin derinleştiği, yoksulluğun, sefaletin arttığı, her geçen gün alım gücünün düştüğü bir süreçten geçiyoruz. Fabrikalarda ve çalışma alanlarında yeni bir hareketlilik yaşanıyor. Polonez işçileri, Ankara yürüyüşü gerçekleştirdiler. Metal işçileri, kendilerine dayatılan sefalet ücretini kabul etmiyorlar. Kürdistan’da saldırılarla karşı karşıya kalıyorlar. Kayyumlar atanıyor, çalışan işçilerin akitlerini feshediyorlar. AKP- MHP faşizmi kendisine biat etmeyen hiç kimseyi barındırmak istemiyor. Herkesin biat etmesini istiyor. Bizler devrimci sendikacılar olarak bu baskılara boyun eğmeyeceğiz; işçi sınıfı mücadelesini örgütlemeye, işçileri ve emekçileri sokağa çağırmaya devam edeceğiz. Arkadaşlarımızı tutuklamış olabilirler, ancak onların yürüttüğü mücadeleyi devam ettireceğiz. Boyun eğmeden, insanca yaşam ve insanca çalışma mücadelesine devam edeceğiz.”
“Topyekûn saldırılara karşı birlikte mücadele etmeliyiz”
Son dönemde artan baskılara karşı sessiz kalınmaması gerektiğini, iktidarın sadece işçilere değil, kadınlara ve gençlere de aynı saldırganlıkla saldırılara devam ettiğini belirten Okan Karacam, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Artan baskılar karşısında işçi ve emekçiler olarak sesiz kalmamalıyız. Topyekûn saldırılar karşısında topyekûn mücadeleyi örgütlemek zorundayız. Sermayenin karşısına örgütlü bir güç olarak çıkmak zorundayız. Bizlere dayatılan yoksulluğu ve açlığı kabul etmemeliyiz; fabrikalarda ve yaşamın her alanında örgütlenmeye devam etmeliyiz. Sadece sınıfa dönük değil, tüm kesimlere dönük, kadınlara dönük saldırılar artıyor, gençliğe dönük saldırılar artıyor. Tüm bu saldırılara insanlar, örgütlü mücadelesini yükselterek cevap veriyor. Bizler de sınıf cephesinden yaşanılan tüm baskılara karşı örgütlenerek bu saldırılara cevap vereceğiz. Tüm herkesi de bu mücadeleye omuz vermeye çağırıyorum.”
ANF / 11 Aralık 2024