11 Eylül 2001'de New York'taki İkiz Kulelere düzenlenen saldırının ardından ABD'nin başlattığı küresel "teröre karşı savaş", Afganistan, Pakistan, Irak, Suriye, Libya, Somali ve Yemen'e savaş ve yıkım getirdi. Brown Üniversitesi'ne bağlı Watson Uluslararası ve Kamu İşleri Enstitüsü'ne göre, bu savaşlarda doğrudan ölenlerin sayısı 900.000'i aşarken, yerinden edilenlerin sayısı yaklaşık 38 milyona ulaştı. Araştırmaya göre; ekonominin, altyapının ve kamu hizmetlerinin çökmesi ile savaşa bağlı hastalıkların etkileri de hesaba katıldığında ölü sayısı 4,5 milyonu buluyor.
ABD, 2002'den itibaren Yemen'de "teröre karşı savaş" adı altında insansız hava araçlarıyla saldırılar düzenlemeye başladı. Bu saldırılarla ilgili olarak, Almanya Federal Yüksek Mahkemesi, Alman hükümetinin ABD'nin insansız hava araçlarıyla öldürdüğü sivillerden sorumlu olup olmadığını inceledi. Bunun temel nedeni, insansız hava araçlarının ABD'deki pilotlar tarafından kontrol edilmesine rağmen, bu sinyallerin Yemen gibi ülkelere ulaşması için Ramstein'daki ABD askeri üssünde bulunan uydu röle istasyonundan geçirilmesidir.
Suudi Arabistan ise 2015'te Yemen'e yönelik bombardımanlarına başladı. Bu süreçte, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri liderliğindeki koalisyon, 2022'deki ateşkese kadar 25.000'den fazla hava saldırısı gerçekleştirdi. Bu saldırılarda, ABD tarafından kontrol edilen insansız hava araçları da kullanıldı.
Federal Mahkeme’de tartışılan sorumluluk
BGH, Alman hükümetinin Ramstein üzerinden işlenen suçlarda sivilleri koruma görevini ihlal edip etmediğini değerlendirecek. Bu dava, iki Yemen vatandaşının Yüksek Mahkeme’ye şikayetine dayanıyor. 2012 yazında Yemen’in Khashamir köyünde ABD’ye ait bir insansız hava aracı saldırısı sonucu akrabalarını kaybeden bu kişiler, Ramstein üssünün saldırılardaki rolü nedeniyle Alman hükümetini sorumlu tutuyor.
Davacılar, 2014'ten bu yana Alman mahkemelerinde bu saldırılara karşı hukuki mücadele veriyor. Münster Yüksek İdare Mahkemesi, 2019 yılında Almanya'nın Ramstein üzerinden kontrol edilen ABD drone saldırılarından etkilenen sivilleri koruma konusunda anayasal bir yükümlülüğü olduğunu kararlaştırdı. Ancak bu karar, Federal İdare Mahkemesi tarafından 2020'de bozuldu. Şimdi ise Federal Yüksek Mahkeme'nin vereceği karar bekleniyor.
Dava, Avrupa Anayasa ve İnsan Hakları Merkezi (ECCHR) tarafından destekleniyor. ECCHR'dan Andreas Schüller, Ramstein'ın insansız hava aracı operasyonlarında "merkezi bir unsur" olduğunu belirterek, "İHA'lara giden ve dönen tüm veriler Ramstein üzerinden geçiyor. Ayrıca yüzlerce asker, burada uydu görüntülerini analiz ediyor." dedi.
Alman hükümetinin tavrı
Alman hükümeti ise kendisini sorumlu görmüyor. Savunma Bakanlığı, bu konudaki yaklaşımını Gazze'de İsrail saldırılarıyla öldürülen Filistinliler ve Alman silah ihracatları örneğiyle savunuyor: "ABD güçlerinin faaliyetlerinde yürürlükteki yasalara uyduğuna dair güvence aldık."
Savunma Bakanlığından Thomas Hitschler, ABD'nin Almanya'daki askeri varlığını "vazgeçilmez" olarak tanımlayarak, hükümet aleyhine verilecek bir kararın askeri ittifaklara zarar verebileceğini ima etti. Almanya'nın dünya genelinde kendi uluslararası hukuk anlayışına uygun denetim yapması gerektiği bir durumda, bunun "askeri ittifak kabiliyeti" üzerinde ciddi sonuçlar doğuracağını belirtti.
Kararın önümüzdeki aylarda verilmesi bekleniyor. Ancak bu karar, Almanya'nın başka savaşlarda da ilgisizliği nedeniyle ortaya çıkan ölümler açısından emsal teşkil edebilir.
Çeviri: Kızıl Bayrak
Junge Welt - Karim Natour / 18.12.2024
