Biyometrik Kimlik Doğrulama fişlemedir!

SGK’nın avuç içi, damar izi tarama ile fişleme dayatmasına meslek odaları tepki gösterdi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 03 Aralık 2013
  • 14:37

Sosyal Güvenlik Kurumu “Biyometrik Kimlik Doğrulama” sistemini uygulamaya başladı. “Sigortalı kişinin kaydıyla başkasının tedavi olmaması” amacıyla yapıldığı iddia edilen tarama işlemini meslek odaları eleştirdi.

Türk Tabipler Birliği (TTB) Türk Diş Hekimleri Birliği, Türk Eczacılar Birliği ve Türkiye Barolar Birliği ortak açıklama yaptı. Açıklamada uygulamanın kişinin özel hayatını ihlal ettiği, sağlıkta mahremiyet hakkını ortadan kaldırdığı ve kişinin fişlendiği ifade edildi.

Ortak açıklamada şunlar ifade edildi: “Bilindiği gibi Sağlık Bakanlığı'nın Anayasal bir hak olan her tür kişisel sağlık verisinin temel insan hakları gözetilmeksizin bakanlık bünyesinde toplanabilmesine ilişkin girişimleri sürmektedir.

Kişisel sağlık verilerinin hangi amaçlar için toplanacağı, hangi güvenlik koşullarında saklanacağı, işleneceği ve kimlerle paylaşılacağı yasal olarak belirlenmeden, ulusal ve uluslararası hukuk/etik değerler yok sayılarak toplanması ile ilgili tartışmalar sürerken bu kez de sözde güvenlik gerekçesi adı altında SGK ile anlaşmalı özel sağlık kuruluşlarından hizmet alma ön koşulu olarak dayatılan ‘avuç içi-damar- parmak izi’ okuma metotları ile hastalar adeta 'fişlenmekte'dir.”

Konuya dair görüşlerini ifade eden TTB Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan, ise bu uygulamayla hastaların kişisel bilgilerin korunamayacağı konusunda büyük endişeleri bulunduğunu belirtti. Aktan, “Kimse bu bilgileri vermek zorunda değil. Hastaneler de bilgileri vermeyeni muayene etmem, SGK da parasını ödemem kesinlikle diyemez” dedi.

Prof. Dr. Özdemir Aktan’ın konuya dair açıklamaları şöyle: “Bu tür biometrik veriler doğrudan hasta verilerinin gizliliğine girer. Bilindiği gibi daha önce Sağlık Bakanlığı’nın hasta bilgilerinin hepsinin kendisine gönderilmesine dair kararı Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmişti. Şimdi aynı isteğin evirip çevirip tekrar geri getirildiği görülüyor. Ayrıca daha önce insan hakları kurullarının verdiği kararlar vardı. Daha önce İstanbul İl İnsan Hakları Kurulu bu hastanelerde parmak izi ile kimlik kontrolünün uygun olmadığını, yasaklanması gerektiğini açıklamıştı. Burada zaten esas problem, alınan bilgilerin gizli tutulamayacağı, daha sonra gerektiği zaman kötü amaçlar için kullanılabileceği endişesi. Burada da aynı şey geçerli. Önemli olan verilmesi istenmeyen kişisel bilgilerin gizliliği. Alınan bu sağlık verilerinin ileride hangi amaçla, nasıl kullanılabileceğinin bir garantisi yok.”