BDSP’liler polis işkencesini anlattı

Batıkent Metrosu’nda ‘Hayır’ bildirisi dağıtan BDSP üyesi 4 kişi gözaltında işkenceye maruz kaldıklarını belirterek, TİHV’e başvuruda bulundu. Götürüldükleri hastanede işkence gördüklerine dair rapor hazırlandığını belirten BDSP’liler suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 31 Mart 2017
  • 10:53

Ankara’da Batıkent Metrosu girişinde iki gün önce referandum çalışması için stand açarak ‘Hayır’ bildirileri dağıtan Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu’nun (BDSP) 4 üyesi, gözaltında işkence gördüklerini belirtti. Türkiye İnsan Hakları Vakfı’na (TİHV) başvuruda bulundu. Batıkent Polis Karakolu’nda yere yatırılarak zorla ters kelepçe takıldığını ve üst araması yapıldığını söyleyen BDSP'liler, bir süre sonra serbest bırakıldı.

dihaber’in haberine göre, BDSP üyesi Uğur Candan ve Hasan Akman işkence gördükleri gerekçesiyle TİHV’e yaptıkları başvuru sonrasında yaşadıklarını anlattı.

'Zorla karakola götürüldük'

BDSP üyesi Uğur Candan, standa gelen polislerin kimlik sorgulaması yaptıklarını, sadece 10 siyasi partinin referandum çalışması yapabileceğini ve bunun haricinde çalışma yapmanın yasak olduğunun kendilerine söylendiğini anlattı. Candan, "Bir platform olduğumuzu ve anayasadaki ‘Düşünce özgürlüğü’ maddesini hatırlatarak, yaptığımız çalışma için izin almamızın anlamsız olduğunu söyledik. Polisler bizi karakola götürmek istediler. Biz de karakolluk bir durum olmadığını ne yapılması gerekiyorsa bulunduğumuz yerde yapmalarını söyledik. Zorla işkence yapılarak Batıkent Karakolu’na gördüler" dedi.

Arkadaşlarıyla beraber götürüldükleri karakola TEM polislerinin geldiğini dile getiren Candan, burada saldırı ve hakarete maruz kaldıklarını söyleyerek yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Üst araması yapacaklarını söylediklerinde kabul etmedik. Oturduğumuz yerde zorla kolumuzdan kaldırıp bizi kamerasız bir odaya götürdüler. Bunun vermiş olduğu rahatlıktan dolayı bizi yere yatırıp ters kelepçe taktılar ve saldırmaya başladılar. Yoğunlukta başıma, belime tekme attılar. Kapüşonlu bir mont giymiştim. Montu kafama geçirdiler ve onunla boğazımı sıkarak beni boğmaya çalıştılar. Uzun süre nefessiz bıraktılar ve bir süre hareketsiz kaldım. Polis beni herhangi bir sıkıntı olduğuna dair kontrol etmeye başladı. Hareketsiz kalmamdan dolayı polisin biri 'Bırakın ölsün O.Ç’ diye küfür etti. Bu uygulama 45 dakika sürdü" diye konuştu.

'Suç duyurusunda bulunacağız'

Candan, karakolda yapılan işkencenin ardından hastaneye götürüldüklerini, doktorların hazırladığı üç sayfalık raporun polisi rahatsız ettiğini belirterek, "İlk gittiğimiz hastanede doktora ağır bir işkenceye maruz kaldığımızı anlattık. Tüm vücudumuz muayeneden geçirildi. Polisler, 'üç sayfalık rapor tutulmuş, daha farklı rapor düzenleyin’ dedi. Ben bir süre müşahede altında kaldım. Doktor raporunda belimde kimi kırıklıklar tespit edildiğini öğrendim. Bu rapora bakarken, polis raporu elimden hemen aldı. Hastanede işlemler bittikten sonra karakola götürüldük ve işlemlerin ardından gece saatlerinde bırakıldık” dedi. Bu saldırılara rağmen çalışmalarını sürdüreceklerini belirten Candan, “17 Nisan'da 'Hayır'la buluşacağız” diye konuştu.

‘Çalışmaya devam edeceğiz’

Hasan Akman ise, "İktidar yapmış olduğu işlemleri yasal bir kılıfa büründürdü. Olabildiğince 'Hayır' çalışması yürüten insanlara, partilere saldırmayı görev olarak görüyorlar. Sonuçta bu referandumda 'Hayır' çıkması durumunda var olan o meşruiyetlerini yitirecekler. Yaptıkları tüm hukuksuz işlemler, katliamlar açığa çıkacak. Bundan kaynaklı da bir korku var üzerlerinde ve bastırmaya çalışacaklarını sanarak daha çok saldırıyorlar. Tüm engelleme çabalarına karşı hem biz hem de siyasi oluşumlarla birlikte çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.