Bakırköy’de hastane arazisi peşkeş çekiliyor

Bakırköy halkı ve sağlık emekçileri hastane arazisinin sermayeye peşkeş çekilmesine karşı eylem yaptı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 19 Eylül 2015
  • 17:32

Kamu alanlarına göz diken sermayedarlar ve hükümet, yeni bir işbirliğine imza atıyor. Türkiye’nin en köklü hastanelerinden biri olan Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, Lepra Deri ve Zührevi Hastalıkları Hastanesi ve Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nin bulunduğu arazi sermaye peşkeş çekiliyor. 

Hastane bahçesinde bulunan ağaçların numaralandırılması ile bu sürecin başladığının işaretini veren rantçı-talancı sermayeye karşı, ilçe sakinleri, hastane çalışanları ve hasta yakınları bugün bir yürüyüş gerçekleştirdiler.

Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda toplanan yüzlerce kişi, arazide bulunan ağaçların kesimine, sağlığın kamu-özel ortaklığı gibi süslü bir ifade altında özelleştirileceğine dair tepkilerini ortaya koydu. Meydanda toplanma devam ederken, Büyükçekmece Albatros direnişçileri de meydana “Diren Bakırköy, Albatros seninle!” sloganları eşliğinde girdi. Meydandaki toplanmanın ardından kitle, trampetler ve ses çıkaran makarnalar eşliğinde İncirli Caddesi üzerinden yürüyüşe geçti.

Yürüyüş boyunca “Sağlıkta ticaret, ölüm demektir!”, “Hastaneler halkındır satılamaz!”, “Sermaye defol, Bakırköy bizimdir!” sloganları atılırken, ilçe sakinlerine yönelik yapılan konuşmalarda yaşam alanlarına sahip çıkılması gerektiği, hastane arazisinin yerine otellerin, AVM’lerin yapılacağı ifade edildi. Böylece Bakırköy’ün dokusunun bozulacağı, hastanenin özel bir şirkete devrinin sağlık hakkının gasbı anlamına geleceği söylendi. Yürüyüş sonunda başhekimlik önünde toplanan kitleye ilk olarak Av. Can Atalay bir konuşma yaptı. Konuşmasında iki temel hakkın savunulduğunu belirten Atalay, sağlık hakkının ve doğal alanların kullanımının temel haklar arasında olduğunu ifade etti. Daha sonra sözü alan Albatros direnişçisi, kendi alanlarında da CHP‘li belediyenin olduğunu, rantın renginin olmadığını, sermaye ile hükümetin kol kola yaşam alanlarına saldırdığını ifade etti. Ardından yapılan basın açıklamasında, ülkenin koca bir şantiye alanına dönüştürüldüğü, yeni adresinin Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi olduğu belirtildi. Hastane üzerinde “yenilenme” adı altında bir takım girişimlerin olduğu, buna dair proje dair hazırlandığına dair duyumların alındığı ifade edildi.

Açıklamada, birkaç ay önce hastane çalışanlarına yönelik yapılan bilgilendirme toplantısının ardından sendika ve meslek odalarının da katıldığı buluşmada, kamu-özel ortaklığı adı altında hastanenin 25 yıl boyunca şirket tarafından devlete kiraya verileceği, hastane içinde yapılacak farklı alanların şirket tarafından işletileceği bildirildi. İhaleyi alan şirketin, kaçak sarayı inşa eden Rönesans AŞ’nin olduğu ifade edilen açıklamada, doğaya verilecek zararın yanı sıra, sağlığın da ticarileşeceği, sağlık hakkının gasp edileceği belirtildi.

Son olarak, hastane çalışanlarının, Bakırköy halkının ve konu ile ilgili uzmanların, meslek odalarının da içinde bulunacağı bir komisyonun kurulması ve kamu yararı doğrultunda, bilimsel bir yenilenme çalışması yapılması talep edilirken, doğadan ve insandan yana mücadelenin devam edileceği belirtildi.

Kızıl Bayrak / Küçükçekmece