Anayasa Mahkemesi (AYM), Özgürlükçü Demokrasi, Demokrasi, Demokratik Ulus, Yeni Demokratik Ulus, Serxwebun, Özgür Gündem, Özgür Halk, Azadiya Welat gibi gazetelerin tutsaklara verilmemesinin ifade özgürlüğü üzerinden bir “hak ihlali” olduğuna karar verdi. Bununla beraber bu hak ihlali temelinde, AYM’ye başvuran her başvurucuya 500 lira tazminat ödenmesine hükmetti.
Bu yanıyla bu karar bir “emsal” niteliği taşıyor. Yani artık hapishanelere yayınların girmesi engellenmeyecek diye düşündürebilecek bir karar. Ne var ki hapishane gerçekliği bu düşünceyi boşa çıkarıyor.
AYM kararında yeterli görmediği eksiklerini vurguladığı 5275 sayılı infaz yasasının yayınlarla ilgili 62. maddesinin 1. bendinde “Hükümlü, mahkemelerce yasaklanmamış olması koşuluyla süreli ve
süresiz yayınlardan bedelini ödeyerek yararlanma hakkına sahiptir” deniyor. İlk bendinde bunların ifade edildiği ilgili maddenin 3. bendinde “Kurum güvenliğini tehlikeye düşüren veya müstehcen haber, yazı, fotoğraf ve yorumları kapsayan hiçbir yayın hükümlüye verilmez” deniyor.
Dikkat edilirse “mahkeme kararı” gibi bir durum yok bu yazılanda. Doğal olarak karar veren hapishane idaresi oluyor. Hangi haber veya yazının “kurum güvenliğini tehlikeye sokacağına” hapishane idaresi “keyfi” olarak karar verme hakkına sahip.