Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sadi Sun Yoğun Bakım Ünitesi’nde nöbetçi hekimlerin 3 Haziran günü sözel ve fiziksel saldırıya uğraması hastane önünde protesto edildi.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sadi Sun Yoğun Bakım Ünitesi’nde çalışan asistan hekimlerin iş bırakarak katıldığı eylemde açılış konuşmasını yapan SES işyeri temsilcisi Aydın Erol şunları dedi:
“Artık yeter çalışırken şiddete uğramak ve ölmek istemiyoruz. Sağlık ortamında artan şiddete karşı hükümeti gerekli önlemleri almaya çağırıyoruz. Şiddete karşı sessimizi hep birlikte yükseltelim”
“Şiddet faili serbest bırakıldı”
Ortak açıklamayı yapan asistan hekim Tahsin Çınar ise geçtiğimiz cuma günü yaşanan şiddeti hatırlatarak ihmalleri şu şekilde aktardı:
“Beyaz Kod verilmesine rağmen güvenlik önlemi gecikmiştir. Şiddet faili hasta yakını karakolda ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılmıştır. Daha da ötesi karakoldan çıktıktan sonra normalde güvenlik önlemi olması gereken ve ancak özel izinlerle girilebilecek yoğun bakıma hiçbir güvenlikle karşılaşmadan tekrar girebilmiş ve gövde gösterisi yapmıştır. Tüm bu olanlar başta asistan hekimler olmak üzere hepimizi derinden yaralamıştır.”
“Emeğimiz değersizleştirildi, mesleğimiz itibarsızlaştırıldı”
Sağlık emekçilerinin önüne sağlık hizmetlerindeki sorunların çözümü olarak dayatılan Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın konduğuna dikkat çeken Çınar programa ilişkin şunları ifade etti:
“Hayatımıza sokmuş olduğu rekabet, müşteri memnuniyeti, performansa dayalı ek ödeme sistemi ve maliyette verimlilik gibi kavramlar, sağlık ortamının ruhunu bozmuş, sağlık hizmetlerinin kalitesini iyileştirmemiş, kışkırtılmış sağlık hizmeti talebi sağlık çalışanları tarafından karşılanamaz hale gelmiştir. Emeğimiz değersizleştirilmiş, ekonomik, sosyal ve özlük haklarımız budanmış, hasta-hekim ilişkisi deforme olmuş, mesleğimiz itibarsızlaştırılmış ve sağlıkçılara yönelik şiddet toplumsal bir salgın halini almıştır. Şiddetin temelinde, aşırı hasta yoğunluğu, zorlaşan çalışma koşulları ve yetkililerin kullanmış oldukları ötekileştirici, değersizleştirici ve bizleri hedef gösteren ‘Giderlerse gitsinler’ gibi hürmetsiz söylemlerinin yanında; hasta hakları odaklı düzenlemeler, medyanın yanlış ve yanlı tutumu gibi birçok neden yer almaktadır. Ayrıca şiddeti uygulayan kişilerin cezalandırılmayacakları ya da önemsenecek bir yaptırımla karşılaşmayacakları düşüncesi çok önemli bir faktördür.”
Sağlıkta artan şiddetin sağlık sisteminin yapısal sorunları ile paralel büyüdüğüne dikkat çeken
“Susmayacağız, korkmayacağız!”
Çınar son olarak şunları ifade etti:
“Yarattığınız şiddete teslim olmayacağız. Sevgili meslektaşlarım, Ben-sen-o olarak yıllardır çözemediğimiz sorunlarımızı, birlikte hareket kültürünü geliştirerek, BİZ olarak çözebilme umuduna inancım sonsuzdur. Biz olmaktan, bir olmaktan, birlik olmaktan başka çaremiz yoktur. Bu karanlığı ancak birlikte yırtabilir, aydınlığa kavuşturabiliriz. Susmayacağız, korkmayacağız, kimin gideceğini göreceğiz!”
İstanbul SES Aksaray Şubesi, İstanbul Tabip Odası ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Anestezi ve Reanimasyon asistan hekimlerinin katıldığı eylem sırasında dekanlığa sunulmak üzere çalışma ortamında şiddetin sona ermesi yönünde önlemler alınması için imza toplandı.