Sermaye devleti, kendi yasaları çerçevesinde yayınlanmasına “izin verdiği” kitapları, “terör” demagojisiyle açtığı davalarda “suç delili” kılıfına soktuktan sonra mahkeme kararları ile yasaklıyor. Buna bir yeni adım daha ekleyen düzen yargısı, kitapları “örgütsel” bulmanın da ötesine geçerek kitabın kendisini “terör örgütü” ilan etti.
Kahta Sulh Ceza Hakimliği’nin, içlerinde Fehim Taştekin’in “Rojava/Kürtlerin Zamanı” adlı İletişim Yayınlarından çıkan kitabı da dahil olmak üzere üç kitap hakkında toplatma kararı verdi. Ancak kararın hüküm kısmında kitapların “terör örgütü niteliği taşıdığı” belirtildi.
Buna göre Kahta Cumhuriyet Savcılığı’nın 2 Ekim 2017 tarihli talebi üzerine alınan kararla “terör niteliği taşıyan” kitaplar ise; Faysal Dağlı’nın 1994’te Belge Yayınları’ndan basılan “Birakuji (Kürtlerin İç Savaşı)” kitabı, Aytekin Gezici’nin Tutku Yayınları’ndan basılan “Kürt Tarihi” isimli kitabı ve Fehim Taştekin’in 2016’da İletişim Yayınları’ndan çıkan “Rojava/Kürtlerin Zamanı” isimli kitabı oldu.
Taştekin: Gerçeklere ihanet etmedim, etmeyeceğim
İletişim Yayınları avukatı karara itiraz ederken Fehim Taştekin, yasakla ilgili sosyal medyada değerlendirmelerde bulundu. Taştekin, daha önce kitabının soruşturmalarda “delil” olarak kullanıldığını hatırlatarak şunları ifade etti: “Belli ki birilerinin canını yakmak için delil icat etmeleri gerekiyordu ve Rojava adını taşıyan bir kitap işlerini görürdü. Yasak olmayan bir kitabın suç delili sayılması abesle iştigaldi. Kaldı ki yasaklı bir kitabı bulundurmak da suç olamaz. Sanırım yasal bir kitabı suç delili saymak gibi bir çelişkiyi ortadan kaldırmak için kitabı yasaklamaları gerekiyordu.”
Taştekin ayrıca “İşimiz gerçeğe tanıklık etmektir, olup biteni olduğu gibi yazmaktır. Gördüğüm ve duyduğum gerçeklere ihanet etmedim, etmeyeceğim” diyerek en yakıcı gerçekleri yazmanın suç olamayacağını ve bir kitabın okurları aleyhine suç delili olarak kullanılamayacağını belirtti.