Antalya Geri Gönderme Merkezi’nde açlık grevine başlayan 52 göçmen dilekçe yazdı. Dilekçede "Görevliler 'beyaz odada' işkence yapıyor, hastalara bakılmıyor, açlıkla cezalandırılıyoruz..." denildi.
Ceren Deniz’in Gazete Duvar’da yer alan haberine göre; İranlı göçmen Omid Eshaghi Antalya’da çalıştığı iş yerinden 50 gün önce bir sabah alınıp bu binaya getirildi. İçişleri Bakanlığı'na bağlı GGM’de kaldığı 50 günün sonunda bir arkadaşından yardım istedi ve Suser Başaran’a, “Bize acil yardım et” dedi. Ölümün eşiğinde hastaların olduğunu, çocuk ya da yetişkin kimsenin hastaneye sevk edilmediğini, şiddet ve insanlık dışı koşullara direnip önceki gün açlık grevine başladıklarını anlattı. Diğerlerinin yardım için ulaşabilecekleri kimselerinin olmadığını söyleyip, acil yardım istediği bu telefon konuşmasında, “İşkence Türkiye’de 90’lı yıllarda kalmış bir suç değil, hâlâ var. Burayı görmek istemezsiniz” dedi.
Bu konuşmadan sonra arkadaşı tiyatro oyuncusu Suser Başaran hızla harekete geçti ve önce annesiyle birlikte binaya gidip Eshagi'yi görmek istedi. Ancak içeri girişine izin verilmedi. Kapıda “İçeride neler oluyor” sorularına da bir yanıt alamayınca hemen ona bir avukat yönlendirmeye ve kurum hakkında çeşitli kanallardan şikayette bulunmaya karar verdi. Bunun için avukat arkadaşı Ferhat Doruk ile görüştü. Kendisinin içeri giremediğini anlatıp, resmi yollardan Omid Eshaghi ile görüşmesini istedi.
İnsanlık dışı şartlardan kurtarılmayı bekleyen yüzlerce mülteciyle birlikte orada tutsak olduğunu anlatan Omid Eshaghi, dışarıya seslerini duyurmak amacıyla birlikte yazıp imzaladıkları şikayet dilekçesini savcılığa ulaştırması için Ferhat Doruk'a verdi. Türkçe bilen yabancı olarak diğerlerinin de hakkını ararken daha çok hırpalandığını belirten Eshaghi, “Hepimizin sesini duyurun, burada olanlar gizli kalmasın, insanlar neler yaşadığımızı duysunlar, bilsinler, korkmuyorum” dedi.