Ankara 1 Mayıs'ı üzerine

Ankara’da 1 Mayıs mitingine katılan bir Klisom işçisi, 1 Mayıs sürecini değerlendirdi.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 05 Mayıs 2016
  • 08:57

Ankara 1 Mayıs'ı hem kitlelerin tüm baskılara rağmen direncinin sürdüğünü ve reformizmin mücadelenin önünde büyük bir engel olduğunu bir kez daha gösterdi.

Yaklaşık on bin kişi devletin saldırılarına ve Ankara'da bombaların bir kere daha patlayabileceği korkutmacasına karşı meydana indi. Devletin katliamlarını yüzüne haykırdı, işçilerin birliği halkların kardeşliği şiarını yükseltti. Bu anlamda Ankara 1 Mayıs'ı, özellikle de bombalar dayanak yapılarak oluşturulan korku duvarının aşılmasına hizmet etmiş oldu. Kitle katılımı geçen senenin yarısı olsa da gene de beklenenin üzerinde olduğu herkesin ortak fikri. Fakat bu yılki eylemde işçi katılımının tüm kitleye oranı geçen yıla göre ciddi anlamda azaldı.

Reformizmin mücadelenin önünde nasıl bir engel olduğu ise birden fazla olay üzerinden görüldü. Önce 1 Mayıs'a iki hafta kala ilk toplantı yapıldı. İlerici, devrimci kurumların devletin Sıhhıye yasağına karşı geri adım atılmaması ısrarına rağmen sendika yönetimleri bildiğini okuyarak Kolej Meydanı'nı devletten izin alarak 1 Mayıs alanı ilan ettiler.

1 Mayıs günü ise ilerici kurumlar daha alana girilmeden miting programına geçildi. Sendika ağalarının konuşmaların bitiminin ardından yangından mal kaçırırcasına miting sonlandırıldı. Türkiye'nin diğer illerindeki eylemler selamlanırken Taksim'in adı bile anılmadı. Sınıf mücadelesi adına büyük gaflet ise kürsüden Türk-İş adına konuşmayı Türk Metal Ankara 2 No’lu Şube Başkanı Halil İbrahim Alpoğlu'nun yapmasıydı. Bu çete liderinin konuşması DİSK'in, KESK'in, TTB'nin, TMMOB'un ve onlara hakim siyasi partilerin sınıf mücadelesine ne kadar da uzak olduklarını gösterdi. Klisom işçileri, Sincan İşçi Birliği ve BDSP ise attıkları sloganlarla Türk Metal çetesini teşhir ettiler. Diğer gruplar ise olayı izlemekle kaldılar.

Bir Klisom işçisi