Bartın'ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu'na (TTK) ait Amasra Taşkömürü İşletmesi'nin (ATİM) kömür madeninde yaşanan patlamada, 43 işçi hayatını kaybetti. 14 Ekim 2022'deki patlamayla ilgili dava sürüyor. Dava dosyasına giren telefon kayıtlarına göre, patlamadan 1 ay önce madende yangın olduğu ortaya çıktı. Hatta, davanın iki numaralı sanığı olan İşletme Müdürü Selçuk Ekmekçi, yüksek lisans tezini, madenin kendi kendine yanma özelliği üzerine yaptı.
Can Bursalı’nın Gazete Duvar’da yer alan haberine göre 4'ü tutuklu 23 sanığın yargılandığı Amasra davasında, ATİM Genel Müdürü Cihat Özdemir, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekçi, Üretim Baş Mühendisi Mehmet Tural ve İş Güvenliği Baş Mühendisi Volkan Soylu cezaevinde. Bu dört isim, 1080 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor. Tutuksuz sanıklar hakkında ise 18 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
2023 yılının haziran ayından bu yana süren dava dosyasına, madenin iç hattında yapılan telefon görüşmelerinin kayıtları girdi. Patlamada hayatını kaybeden madencilerin avukatları, binlerce dakikalık telefon görüşmelerini inceledi. Bu görüşmelerin kayıtları içinden, madende 8 Ekim 2021'de, 30 Kasım 2021'de, 12 Mayıs 2022'de, 14 Haziran 2022'de ve 8 Ağustos 2022'de ayrı ayrı metan gazı yükselmesi ve kendi kendine yanma bulguları tespit edildi.
Yüksek lisansını kendiliğinden yanma üzerine yapmış
Madendeki çalışma olmayan -300 metredeki bölümde, ayrı ayrı tespit edilen metan gazı yükselişleri, yer altında olan madenciler tarafından merkezi izleme birimine de bildirildi. Ancak bu tarihlerde ne çalışma durdu ne de maden tahliye edildi. Üstelik, 14 Ekim 2022'deki patlamada İşletme Müdürü olarak görev yapan Selçuk Ekmekçi, yüksek lisans tezini madenlerdeki kendiliğinden yanma konusu üzerine yapmıştı.
Zonguldak Üniversitesi'nde yüksek lisansını yapan Ekmekçi, tezini, “Amasra sahasındaki kömür damarlarının kendiliğinden yanmaya yatkınlıklarının araştırılması” başlığıyla yaptı. 2015 yılında yüksek lisansını tamamlayan Ekmekçi'nin tezinde, Amasra'daki kendiliğinden yanma riskinin yüksek olduğu da belirtiliyordu. Davanın duruşmalarında, yaralı kurtulan madencilerin ve hayatını kaybeden madenci yakınlarının birçoğunun ortaklaştığı ifade, “Selçuk Ekmekçi bize üretim baskısı yapıyordu” şeklindeydi. Yani Ekmekçi, hem sahada hem de akademik olarak incelediği kendiliğinden yanma riskini bilmesine rağmen, madendeki üretim hiç durmadı.
“İşletme Müdürü'nün talimatıyla sensörleri iptal ettik”
Ekmekçi'nin madencilere üretim baskısı yaptığının bir diğer delili ise, yine telefon kayıtlarıyla ortaya çıktı. Patlamadan yaklaşık 100 gün önce, 7 Temmuz 2022'de yapılan bir görüşmede, merkezi izleme birimiyle madenin Elektrik Baş Mühendisi Serkan Özdoğan arasında geçen konuşmalarda, Ekmekçi'nin talimatıyla madendeki metan sensörlerinin iptal edildiği belirtiliyor. Özdoğan, merkezi izleme birimine, “İşletme müdürünün talimatı ile metan sensörlerini üretim için şimdilik iptal ettik” bilgisini veriyor ve olası bir metan yükselmesi halinde madendeki elektriğin manuel olarak kesileceğini söylüyor. Çünkü, madendeki metan seviyesinin yükseldiği durumlarda otomatik olarak devreye giren metan sensörleri, çalışmaları durduruyordu. Özdoğan'ın da konuşma kayıtlarına giren ifadelerinde olduğu gibi, Ekmekçi, madendeki üretimin durdurulmasını istemiyordu ve bu nedenle metan sensörlerini iptal ettirdi.
“İşçinin canı soğukkanlı bir şekilde yok sayıldı”
Davanın avukatlarından Derviş Emre Aydın, Ekmekçi'nin üretim baskısı yaparak madencilerin canını nasıl hiçe saydığını şu ifadelerle anlattı:
“Bu zamana kadar işletmenin kömür üretimine odaklanarak işçi canını yok saydığına dair birçok bulgu ortaya çıkmıştı, bulduğumuz bu son kayıt bunun nasıl soğukkanlı bir şekilde yapıldığının çarpıcı bir örneği oldu.”