Ali İsmail Korkmaz’ın katledilmesinin ardından açığa çıkan görüntüler polis-faşist işbirliğindeki saldırıları açığa çıkarttı. Görüntülerde açıkça görülen pusu atıp, saldırı için bekleme anları üzerine İçişleri Bakanlığı’ndan açıklama yapılmak zorunda kalındı. Fakat yapılan açıklama sorumluları koruyan, işlenen cinayeti “müessif olay” sınırında yansıtan bir içerikle sunuldu
“Basın ve yayın organlarında yer alan iddia ve yorumlar” nedeniyle açıklama yapma gereği duyan İçişleri Bakanlığı şunları ifade etti: “İddia edildiği şekilde delillerin karartılması asla söz konusu olmadığı gibi, bu müessif olayın aydınlatılması için tüm adli delillerin ve olay yeri civarındaki tüm kamera görüntülerinin toplanması sağlanmış, adli makamların talimatları polis ve jandarmamız tarafından yerine getirilerek olaya karışan kişi ve görevlilerin tespiti için gerekli bütün çalışmalar titizlikle yürütülmüştür”
“İçişleri Bakanlığı olarak toplumsal olaylarda orantısız güç kullanımı ve yasal sınırları aşan müdahaleler titizlikle incelenmekte ve konusu suç teşkil eden hususlar adli mercilere iletilmektedir” ifadeleri ile açıklamaya devam eden bakanlık gerçekleri tersyüz ederek riyakarlıkta sınır tanımadı.
Fakat Ali İsmail Korkmaz’ın katledilmesini başından beri yaptığı haberlerle inceleyen, son olarak saldırı anı görüntülerini de açığa çıkaran Radikal gazetesi muhabiri İsmail Saymaz’ın soruları bile bakanlık açıklamasının gizlemeye çalıştığı gerçekleri ortaya çıkarıyor.
Saymaz’ın twitter üzerinden sorduğu sorular şöyle:
“İçişleri Bakanlığı, Ali İsmail Korkmaz'la ilgili yaptığı açıklamada, "deliller karatılmadı" diyor.
Oysa şu iki soru yanıt bekliyor:
Soru 1: Harman ekmek fırınının görüntüleri 6 Haziran'da silindi. Polis görüntülere 7 Haziran’da el koydu. Polisin geleceği biliniyor muydu?
Soru 2: Beşik Otel'in görüntülerinin yer aldığı hard disk bozuk çıkarken, nasıl oluyor da içinden iki saatlik bir kayıt CD'ye aktarılıyor?
Üstelik bu iki saatlik kayıt, Ali İsmail’in dövüldüğü 23.57'yi değil de neden 24.00-02.00 arasını içeriyor? Bu tesadüf müdür?
Halen Beşik Otel'in 2 Haziran'a ait görüntüleri kayıptır ve bu görüntüler, Ali İsmail’in sokağa girip çıktığı anları içeriyor olabilir.
İçişleri Bakanlığı, bozuk bir hard diskten sağlam görüntünün nasıl çıkarıldığını açıklamak zorundadır. Bu bilime aykırıdır.
İçişleri Bakanlığı’nın açıklaması yanıltıcı olduğu gibi, görevini yaptığı anlamına da gelmiyor. Henüz bir polis amiri bile açığa alınmadı.
Eskişehir savcılığının soruşturma kolluğu olarak yetkiyi polisten alıp jandarmaya vermesi de mi bakanlığı düşündürmüyor?
Unutmayalım: Dink cinayetinin Trabzon jandarma ayağının çözülmesi, alay komutanı ve subayların görevden alınmasıyla mümkün olmuştu...
Eskişehir’de, müdahale emri verenler iş başındayken hiçbir otorite görevini layıkıyla yaptığını ileri süremez. Devlet sınıfta kalmıştır.”