AKP-MHP ittifakı “muhalefetin güçsüzlüğü oranında güçlü”

Hem içeride hem dışarıda sıkışan bu rejimin tüm hamleleri, kaçınılmaz olan çöküşü erteleme histerisinin dışa vurumundan başka bir şey değil…

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 04 Ağustos 2020
  • 08:05

Tek adam rejimine dayalı AKP-MHP koalisyonu, muhalefete rağmen her türlü saldırgan yasayı çıkarıyor. Çıkarıyor, çünkü karşısına çıkan muhalefet henüz onu engelleyecek güçte değil. Engelleyecek güç yok mu? Elbette var.

‘Çoklu baro’ yasasına AKP ve MHP’liler dışında, hemen herkes karşıydı. Karşı olanlar kabataslak bile sayılsa milyonlarca kişi eder. Peki bu milyonlarca kişi baroların eyleminde var mıydı? Eylemlere ezici çoğunluğu avukat binlerce kişi katıldı. Özcesi muhalefet esas olarak söylemin ötesine geçemiyor henüz.

Sosyal medyada oto sansür etkili olmasına rağmen ‘çoklu baro’ yasasına muhalif paylaşım yapanların yarısı sokaklara çıkabilseydi hem eylemler çok daha kitlesel olur hem dinci-faşist koalisyon üzerinde çok daha güçlü bir basınç uygulanabilirdi.

Bazen sosyal medyada tepki bile saldıranlara geri adım attırabiliyor. Ama ‘çoklu baro’ saldırısında sosyal medyadan tepkinin geri adım attırmayacağını ön görmek zor değildi. Zira rejiminin gözünün ne kadar döndüğü avukatlara karşı kullandığı rezilce şiddetten de belliydi.

Sosyal medya yasasını engelleme konusunda pasiflik

AKP-MHP iktidarının saldırganlığı üzerine söylenecek çok söz var, ama esas sorun bu saldırganlığı pervasızca yaşama geçirmeleridir.

Sosyal medya yasasına karşı, sosyal medyada dahi çok bir eylem olduğu söylenemez. Yasayı engellemek için kayda değer bir tepki ortaya konamadı demek yanlış olmaz. Ama bu saldırı, kendini yasayla sınırlayanlar için engelleyici bir işlev görecek. Yasalara hapsolmayanlar için ise paylaşım yapmada değil, paylaşımları muhataplarına ulaştırmada engel çıkaracaktır. Buna karşın sosyal medya paylaşımlarını gerçekten engelleyebilmek için interneti komple kesmek gerekir ki, bunu yapmaları kolay değil. Çünkü kendileri de yaygın bir şekilde kullanıyorlar. İnternete girdikten sonra başka vpn. adresinden sosyal medya hesabına girip paylaşım yapmak mümkün. Yani kendine yönelebilecek saldırıları göze alan kişi ya da kurumları internet olduğu sürece susturamazlar. Paylaşımların okunması sınırlanabilir ama engellenemez.

Dinci-faşist rejim sansürü zaten uyguluyordu. Sosyal medyada yapılan paylaşımlardan dolayı soruşturmalar açılıyor, gözaltı terörü eksik olmuyordu. Bu zorbalık yasası hem polis terörünü arttıracak hem oto sansürü biraz daha yaygınlaştıracak.

Örneğin Twitter’i kapatma söylentisi dolaşıyor. Zorba bir rejimin bunu yapması mümkündür. Ama gerçek anlamda kapatabilir mi? Kesinlikle hayır. Youtube iki-üç yıl yasaklanmıştı. Ama çaba sarf edenler Youtube girebiliyordu. Saldırı yasasını çıkaranlar da bunu biliyor. Yasayla tam engelleme mümkün değil. Ama oto sansürün daha da yaygınlaşacağı kesin. Yani muhalif sesleri nicelden çok nitel olarak boğmak istiyorlar.

Tüm pervasızlıklarına rağmen bunu başarmaları kolay değil. Zira milyonları sefalete mahkum eden AKP-MHP rejiminin elinde zorbalıktan başka araç kalmadı. Hem içeride hem dışarıda sıkışan bu rejimin tüm hamleleri, kaçınılmaz olan çöküşü erteleme histerisinin dışa vurumundan başka bir şey değil…

H. Ortakçı