AKP-saray rejiminin “S-400 kapanı”

S-400 kapanına sıkışan bu rejimin işçi sınıfıyla emekçilerin başına yeni belalar sarmaktan başka yapacağı bir şey yoktur. İşçi sınıfıyla emekçilerin de artık tek adam rejimi ile emperyalist efendilerine karşı direnmek dışında bir seçeneği bulunmuyor.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 18 Mart 2019
  • 10:19

Ortadoğu’da yayılmacı/saldırgan bir politika izleyen T. Erdoğan AKP’si, ülke ekonomik kriz içinde kıvranırken silahlanmaya devasa kaynaklar aktarıyor. “Yayılmacılığın ilk koşulu güçlü bir savaş aygıtına hükmetmek” parolasıyla hareket eden bu rejim aynı anda Rusya’dan S-400, ABD’den ise Patriot savunma sistemleri ile F-35 savaş uçakları satın almaya çalışıyor.

Tek adam rejiminin silahlanma konusundaki bu kaba oburluğu, tarihin çöplüğünde çürüyen Osmanlı yayılmacılığını diriltme heveslerinin yansımalarından biridir. Sadece Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya yayılmayı değil, “yarım kalan Viyana Seferi”ni tamamlama zırvalarını da piyasaya süren bu rejim, yine boyunu aşan işlere kalkışıyor. Silah şirketlerinin kasalarını on milyarlarca dolarla doldurarak “bölgesel güç” olabileceğini sanan T. Erdoğan AKP’si, açmazları derinleşirken “güçlü iktidar/dünya gücü” safsatasını yutturmaya çalışıyor.

***

Ortadoğu halklarına “ılımlı model” diye pazarlanmak için imal edilen “AKP projesi”, Osmanlının torunlarına bölgede “parlak bir gelecek” vaat ediyordu. Ancak emperyalist/siyonist güçlerin bu projesi ıskartaya çıkınca tek adam rejiminin hevesleri kursağında kaldı. Suriye’ye “Libya modeli” uygulansın diye yalvar/yakar emperyalistlerin ayaklarına kapananlar, yaşadıkları hüsranı cihatçı katillere yaslanarak gidermeye çalıştılar. Son dönemde kafa kesen cihatçıların “tek hamisi” unvanını kazanan saray rejimi, bu ucubeleri kullanarak hem Kürt halkının kazanımlarını ortadan kaldırmaya hem Suriye topraklarının bir kısmını ilhak etmeye çalışıyor.

Kürt hareketiyle ilişkiler konusunda Washington’daki efendileriyle anlaşamayan saray rejimi, Rusya ile ilişkiler geliştirmeye meyletti. Gözü Washington’dayken Moskova ile ilişkiler geliştiren Ankara’nın dinci-faşist rejimi, son günlere kadar “iki ipte oynama” fırsatını istismar ediyordu. ABD ile Rusya arasındaki nüfuz mücadelelerinin yarattığı çatlakta “oyun kuran” bu kokuşmuş rejim hem haddini aşan vaazlar vermeye hem Washington’daki efendilerinin pek hoşlanmayacağı bazı adımlar attı.

***

İç politikada kullanılmak amacıyla sarf edilen bir takım “iri laflar” Washington’daki efendiler nezdinde “kabak tadı” vermeye başladığında biat tazeleyen AKP şefleri, sık sık 180 derece dönüşler yaparak riyakarlığın sınırlarını altüst ettiler. Aynı anda iki ipte oynamanın cazibesi olsa da, bunun uzun süre böyle devam etmesi mümkün değil. Bu alanı istismar etmenin sınırları var. Nitekim hem ekonomik krizle sarsılan hem toplumsal meşruiyetini yitiren tek adam rejiminin yakın zamanda Washington nezdinde biat tazelemesi kaçınılmaz görünüyor.

Vurgulamak gerekiyor ki, Türkiye’nin dinci şovenleri de ırkçı faşistleri de genetik olarak Amerikancıdır. Bu geçmişte de öyleydi günümüzde de öyledir. Ancak Rusya ile ilişkiler geliştirmenin ABD nezdinde prestij kazandıracağını sanan dinci-faşist faşist zihniyet, bu alanı zorlamış görünüyor. Washington’dan yapılan küstah açıklamalara bakılırsa süreç hızla “zurnanın zırt dediği” yere doğru ilerliyor.  

***

S-400 savunma sistemleri için T. Erdoğan AKP’sinin Rusya ile anlaşma imzalaması hem Pentagon hem NATO şeflerini rahatsız etmişti. Türkiye’yi bu sistemleri almaktan vazgeçirmek için çeşitli açıklamalar yapıldı, bazı gazetelerde makaleler yayınlandı. Ancak Rusya ile ilişkilerden yararlanan AKP şefi, bu konudaki beklentilere karşılık vermedi. S-400’leri alma konusunda ısrarlı oldu.

Anlaşma kapsamında milyar dolarların Rusya’ya ödenmesi, Washington kaynaklı tehditlerin yeniden şiddetlenmesine neden oldu. Bu ise tehditlerin söylemden eyleme geçme zamanın yaklaştığına işaret ediyor. Son günlerde yapılan açıklamalar, yayınlanan analizler Washington’daki efendilerin keskin dişlerini göstermeye hazırlandıkları izlenimini güçlendiriyor. Bu ise, S-400 sistemlerinin tek adam rejimini güçlendirmekten çok bir kapana dönüşmeye başladığına işaret ediyor.

***

Toplumsal servetin bir kısmını şatafatlı saraylarda çarçur eden, bir kısmını yandaşlarına dağıtan, bir kısmını savaş aygıtını güçlendirmek için harcayan tek adam rejimi, ABD’nin olası ekonomik ya da siyasal yaptırımlarına karşı duramaz. Yapabileceği tek şey biat etmek ve emperyalist efendilerinin önünde secdeye durmaktır.

İzlenen yayılmacı politikanın da, toplumsal servetin çarçur edilmesinin de, derinleşen ekonomik krizin de faturasını ödeyen işçi sınıfıyla emekçilerin sırtındaki yükler, yerel seçimler sonrasında daha da ağırlaşacak. Hal böyleyken AKP-saray rejiminin ABD’ye biat tazelemesi, kabarık faturanın tuzu-biberi olacaktır. S-400 kapanına sıkışan bu rejimin işçi sınıfıyla emekçilerin başına yeni belalar sarmaktan başka yapacağı bir şey yoktur. İşçi sınıfıyla emekçilerin de artık tek adam rejimi ile emperyalist efendilerine karşı direnmek dışında bir seçeneği bulunmuyor.