Akademide ücretsiz izin saldırısı

Nişantaşı Üniversitesi pandemi gerekçesi ile araştırma görevlileri ve öğretim elemanlarını dönüşümlü ya da kesintisiz olarak ücretsiz izne çıkartıyor.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 25 Nisan 2021
  • 12:45

Pandemi döneminde patronların eline sunulan “ücretsiz izin” işçilere karşı sopa olarak kullanılıyor. Üniversitelerin uzaktan eğitime geçmesi ile birlikte akademide de pek çok araştırma görevlisi ücretsiz izin saldırısı ile karşı karşıya kaldı.

Gazete Duvar’dan Aynur Tekin’in haberine göre Nişantaşı Üniversitesi’ndeki araştırma görevlileri ayın yarısında çalıştırılıyor, yarısında ücretsiz izne çıkarılıyor. Öte yandan hemen her bölümden bir öğretim elemanı, ders programından çıkarılarak ücretsiz izne gönderiliyor. Ücretsiz izindeyken de çalıştırıldığını söyleyen bir araştırma görevlisi içinde bulunduğu durumu şöyle anlatıyor:

15 günlük ücretsiz izin süresinde de çalışmaya devam ediyoruz. Hem hocalar hem de öğrenciler, aramaya devam ediyor. Fiziken orada olmasak da mail üzerinden ve telefonlara cevap vermek suretiyle çalışmaya devam ediyoruz. Bunun yanı sıra ücretsiz izinde olduğunuz vakitleri de türlü mekanizmalarla kontrol etmeye çalışıyorlar. Yani hiçbir şekilde tam olarak izinli olamıyorsunuz.”

“Ücretsiz izin sopa olarak kullanıldı”

Nişantaşı Üniversitesi’nde ücretsiz izin ilk olarak geçtiğimiz yılın ağustos ayında telefonla tanıtım yapmaya karşı çıkan 16 araştırma görevlisine uygulandı. Akademisyenlerin verdiği bilgiye göre araştırma görevlilerinin, okulun tanıtım günleri kapsamında her yıl bir ofiste toplanması ve potansiyel öğrencileri arayarak okulun tanıtımını yapması isteniyor. Yaklaşık iki hafta boyunca yalnızca öğle yemeği arası vererek çalıştırıldıklarını söyleyen araştırma görevlisi, “Ücretsiz izni, bu duruma karşı çıkanlara sopa olarak kullandılar” diye konuşuyor. Konuşmasına şu şekilde devam etti:

“Bakın insan kaynaklarıyla görüşürsünüz, ücretsiz izne ayrılırsınız’ gibi bir durum vardı. Sonra bu durum bir teamüle dönüştü. Bu ne kadar uzatılırsa yönetim de bunu bir cezalandırma mekanizması olarak o kadar kullanacak.”

17 Nisan 2020’de Yükseköğretim Kanunu’nda değişiklik yapıldı. Yeni düzenlemede “Vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışan öğretim elemanlarına, unvanlarına göre devlet yükseköğretim kurumlarında ödenen ücret tutarından az ücret verilemez” hükmü yer aldı. Ancak karar kağıt üzerinde kaldı. Her üniversitede ayrı bir ücret uygulaması söz konusu olan vakıf üniversitelerinin büyük bir bölümünde ücret eşitlemesi yapılmadı. Başka bir araştırma görevlisi, ücretsiz iznin bir nedeninin de bu karar olduğu görüşünde. 

“Vakıf üniversiteleri ücretlerin eşitlenmesini hazmedemedi. Şu anda da bunu vermek istemiyorlar ve türlü çabalara girişiyorlar. Ek sözleşme imzalatıyorlar mesela, almanız gereken ücretten feragat edip daha az almaya zorluyorlar. Böyle bir uygulama şu anda bizim okulda yok. Ama bizim okul da ücretsiz izin kullandırarak yarım maaş veriyor.” 

“İdari personel gibi çalışıyoruz”

Önce iki gün olan sonrasında ise bir güne indirilen akademik izinin tamamen kaldırıldığı Nişantaşı Üniversitesi’nde, araştırma görevlileri kendi derslerini takip edemiyor. İdari personel gibi çalıştırıldıklarını belirten araştırma görevlisi şu ifadeleri kullanıyor:

“Çok fazla iş yükü, az sayıda çalışan. Mesela fakültelerin bölüm sekreterleri genelde yok. Tüm idari işleri göğüsleyen kişi oluyorsunuz. Zaten Nişantaşı Üniversitesi idari personel sayısı açısından vakıf üniversiteleri arasında sonuncu sırada. Ben derslere giremezsem veya akademik gerekliliklerimi yerine getiremezsem burada çalışamam. Hem bağlı olduğum akademik programdan hem de çalıştığım üniversiteden atılırım, işsiz kalırım.”

“Vakıf üniversitelerindeki emekçiler, birer maliyet kalemi olarak görülüyor”

Nişantaşı Üniversitesi'nde tam zamanlı çalışan öğretim elemanlarından bazıları da ücretsiz izne çıkarıldı. Bir öğretim elemanının verdiği bilgiye göre, hemen her bölümde tam zamanlı çalışan hocalardan birine hiç ders yazılmayacak biçimde ders programı yapıldı. Ders yazılmayan hocalara okul tarafından maaş ödemesi yapılmayarak yalnızca kısa çalışma ödeneği verildi. Sonrasında ise bazı hocalar ücretsiz izne gönderildi.

“Okul, öğretim elemanlarını yaşadığı maddi kayıp sebebiyle mi ücretsiz izne gönderiyor?” diye sorduğumuz öğretim elemanı, bunun pek olası olmadığı görüşünde.

“Nişantaşı Üniversitesi’nde tıp fakültesi ve diş hekimliği bölümleri açılması planlanıyor, duyduğumuz kadarıyla. Bunlar, kurulması son derece maliyetli fakülteler. Ekim ayında öğrenci kayıtlarının da zaten oldukça iyi olduğu söylenmişti. Dolayısıyla üniversitenin maddi anlamda bir zararı yok. Ayrıca üniversitenin binası için kira da ödenmiyor. Çünkü bina, okula ait. Dahası okulun içerisinde kafe, restoran gibi işletmelerden kira geliri elde ediliyor. Ancak temel motivasyon maksimum kar elde etmek. Bu sebeple vakıf üniversitelerindeki emekçiler, birer maliyet kalemi olarak görülüyor.”

Pandemi döneminde iş yükünün azalmadığını aksine arttığını söyleyen öğretim elemanı, en belirgin artışın uzaktan eğitimin yürütüldüğü sistem sebebiyle oluştuğunu belirterek şöyle devam ediyor:

“Kimi zaman hocalar kaydettikleri dersleri, sistemdeki aksaklıklar nedeniyle tekrar tekrar çekmek durumunda kaldılar. Ek mesai ödemesi ise hiçbir zaman söz konusu olmadı.”

“Bu eşiği aşmak lazım”

Kesintisiz veya dönüşümlü olarak ücretsiz izne çıkarılan çalışanların işlerini kaybetme korkusuyla anlaşılır bir biçimde ses çıkarmaya çekindiklerini söyleyen öğretim elemanı, şöyle devam ediyor:

"Ancak bu eşiği aşmak lazım. Ücretsiz izne derhal son verilmesi için sesimizi yükseltmeliyiz. Güvencesiz koşullarda çalışan vakıf üniversitesi emekçileri olarak sorunlarımıza bireysel ve geçici çözümler aramak yerine yalnız olmadığımızı bilerek, örgütlü bir biçimde ve dayanışmayla mücadelemizi büyütmeliyiz. Şimdi sıra bizde!”