Ağar iddianamesi: Çeteleşmiş devletin kirli işbirliği

“Faili meçhul” soruşturması sonucunda hazırlanan iddianame, devlet-çete işbirliğinin anlatıldığı bir dosya haline dönüştü.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 05 Ocak 2014
  • 11:03

Ankara TMK 10. Maddesi’yle Yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekilliği’nin hazırladığı iddianamenin detayları yansımaya devam ediyor. Yargısız infaz dosyalarından oluşan “faili meçhul” iddianamesi, devletin çetelerle kurduğu işbirliğini de tüm çıplaklığıyla ortaya sermiş oldu. Zira tanık anlatımlarına göre özel harekatçıların, MİT’çilerin işbirliği yaptığı isimler dönemin önemli çete ve uyuşturucu liderleri. İddianamede Ömer Lütfi Topal, Hüseyin Baybaşin, Tarık Ümit isimlerinin geçmesi, kirli işbirliğinin boyutunu gösteriyor. Mehmet Ağar’ın Hüseyin Baybaşin’den Avrupa’da ülkücü çetelerin uyuşturucu satışına yardımcı olması talebi ve “PKK’ya yardım eden işadamları listesi”nin fotokopisinin verilmesi gibi örneklerle ikili arasındaki ilişki aktarılıyor.

Tanık anlatımları arasında Maltepe 1 No’lu L Tipi Cezaevi’deki Alaettin Demirhan’ın da ifadesi de bulunuyor. Demirhan, Baybaşin’in ‘hayat sigortası’ diyerek Hollanda’da bir otel odasında gizli çekilmiş görüntüleri izlettirdiğini, kasette Baybaşin ile Ağar’ın görüşmesinin yer aldığını anlattı. Ağar’ın, “Hüseyin Avrupa’da ülkücüler uyuşturucu trafiğinde rahat hareket edemiyorlar, bu işlerden para kazanamıyorlar, bunlara yardımcı olmanı istiyorum” dediği, Baybaşin’in de Abdullah Çatlı’yı kastederek, “Zamanında gönderdiğin adamlar eline yüzüne bulaştırdı. Bizim haberimiz yokken yapıyorlar, böyle şeyler olurken benim haberim olsun” dediği öne sürüldü. Baybaşin’in bu olaydan sonra rahat bir şekilde yaşamaya başladığını aktaran Demirhan, listede hatırladığı diğer isimlerin zaman içinde “faili meçhul” bir şekilde öldürüldüğünü söyledi.

Kirli işbirliği aslında ilk kez açığa çıkmıyor. Susurluk davasıyla birlikte 90’lı yıllardaki kirli savaş sürecinde yoğunlaşan çete-devlet birliği birçok veriyle yansımıştı. 21 Ocak 1997'de Frankfurt Eyalet Mahkemesi 17. Ceza Dairesi Başkanı Yargıç Rolf Schwalbe, üç eroin kaçakçısının davasında sunulan delillere dayanarak "Türkiye Cumhuriyeti devleti ve eroin kaçakçıları arasında yakın bağların var olduğunu" ifade ediyordu. Yargıç Schwalbe, daha sonra devlet içindeki bağın dönemin başbakanı Tansu Çiller olduğunu da ifade etmişti.

Susurluk davası da kayıp silahlar, Bucak aşireti, Abdullah Çatlı gibi başlıklarıyla kirli işbirliğinin teşhir olduğu bir diğer süreçti. Ağar Susurluk aklamasında da devletin hizmetinde olmuş, 5 yıllık hapis cezasını, bildiklerini saklayarak kabul etmişti. Bunun karşılığında yaklaşık bir yıl tutuklu kaldığı ‘hapishane’den denetimli serbestlikle bırakıldı.

 

“Devlet gel dedi geldik git dedi gittik”

Bugün Mehmet Ağar iddianamenin bir numaralı sanığı olarak hedef gösteriliyor. Fakat Ağar’ın uygulayıcısı olduğu devlet politikası yok sayılıyor. Ağar ve MİT’çilerin “kişisel hareketleri”, “görevi kötüye kullanma” yorumları ile asıl sorumluluk örtbas ediliyor.

Mehmet Ağar’ın kısa tutukluluk süreci için kullandığı “Devlet gel dedi geldik git dedi gittik” sözü yaşananları özetliyor. Ağar, devlet dediği için yargısız infazları yönetti, devlet söylediği için çetelerle işbirliği geliştirdi, devlet istediği için faşist çetelerin Avrupa’daki uyuşturucu pazarında hareket etmesini sağladı.

Aynı Ağar tam da “ileri demokrasi”nin 90’lı yılların çeteleşmiş devlet pratiğini aklamak için birkaç aylık hapishane misafirliğini de devlet istediği için kabul etmişti. “Adalet işliyor” algısı yaratmak için tutuklanan Ağar düzen yargısı tarafından serbest bırakılırken devlet tarafından tekrar hapse girmeyeceğine dair güvenceye alındı. Geçtiğimiz yılın son haftası Anayasa Mahkemesi, hakkında açılan davaya rağmen denetimli serbestlik hakkının devamına karar verdi.  

 

Faili meçhul iddianamesi aklama yolunda

Dava sürecinin bir aklama pratiği olacağı, “devlete hizmet eden” bu tetikçilerin gerçek anlamıyla ceza almayacağı açık. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, “ileride telafisi mümkün olmayan zararların meydana gelmesini önlemek amacıyla” tutuklanmasına izin vermediği Ağar’a zarar gelmemesi için ‘görevini’ süreç içinde yerine getirecektir.