Deprem bölgesinde enkaz kaldırma çalışmaları hızla sürüyor. Gözaltında kaybederek devrimcileri mezarsız ölü haline getiren sermaye devleti. Enkaz çalışmasında, enkaz altında ölenleri, mezarsız bırakmaya çalışıyor. Onları en iyi anlayan Cumartesi Anneleri, kayıp yakınları oluyor.
Cumartesi Annesi Hanife Ana (Yıldız) depremde can kayıplarını anarak acıları anladığını belirten mektup yazdı ve Galatasaray Meydanı’nda eylem yasağına karşı “Acıya yasak işlemez” dedi.
Hanife Ananın mektubu şöyle:
“Kolay değil kayıp anası olmak!
Yıllarca Galatasaray Lisesi önünde oturdum. Gözaltında kayıp oğlum için adalet, adalet diye haykırdım. Bir ses, bir iz aradım Murat’ımdan.
Hasan Ocak’ı herkes bilir, tanır. Babası da çağrı yapmıştı, kayıpları olanlar gelsinler buraya, burası bir bilim yuvası önüdür demişti. Ben de gittim.
İnsanlık vardı, bilim, ilim vardı. Geçip giden yıllar gibi herkesler gelip geçiyordu. Meraklısı, meraksızı bakıyordu, geçiyordu.
Bir tek adalet hiç mi hiç geçmedi evlatlarımızın fotoğrafı önünden.
Ne zamandır da bugünkü hükümet o meydanı bize ve herkese yasak etti.
Bayramlarda gitmek istedik, kayıplarla orada buluşuruz dedik. Yine gözaltına alındık hem de kelepçeli gözaltında tutulduk. Nedenini soracak olursanız adalet tek dilli, yargı talimatlı onun için.
Şimdilerde hasta tutsaklar için adalet nerede diyorum.
Kayıp anası olmak kolay değil. Canı yanan herkesi anası olmaksa hiç olay değil.
Buna bir de 6 Şubat’ta enkazlar altında kalan ve enkazdan çıkarıldıktan sonra kaybolanlar eklendi. Gözaltı kayıpları, deprem kayıpları, mahpushaneler tabutluk olmasın diyoruz ama duyan yok.
Depremle cehenneme döndü her yer. Nerede, neredeydi bu tek dilli hükümet? Neden iki gün geç kaldı?
Ölüm ölüm de en çok kayıpların acıları boğuyor beni. Onlarda mezarsız, kefensiz, gözaltında kayıplar da…
Depremle sadece evi barkı değil, yüreği enkaza dönen anaların da acılarını paylaşıyorum.
Kayıp acısı, ölüm acısı, acının da acısı kayıp evlat acısıdır. Bilirim ölenin mezarı olur. Yaralıların yaraları iyi kötü sarılır da kayıplara adalet nedense hiç gelmiyor. Nerede hükümet? Nerede bu adalet? Haykırmaktan vazgeçmeyeceğiz. Acıya yasak işlemez. Kordan alev yanar evlatlarımızın boşluğunda. Körelen vicdanınızın eseridir yasaklar. Artık yeter, kaldırın yasaklarınızı!”