Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi, dünyada ve Türkiye’de yaşanan hak ihlalleriyle ilgili ‘Dünyada İnsan Haklarının Durumu 2017/18’ başlıklı raporunu bugün düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı.
Dünya ve Türkiye'de hak ihlallerini anlatan iki ayrı sinevizyon gösteriminden sonra rapor açıklanmaya başlandı. Raporun bağımsız kuruluşlardan ve Uluslarlararası Af Örgütü'nün kendi kaynaklarından gelen verilerle hazırlandığı belirtildi. Buna karşın küresel ölçekte bu veriler üzerinden toplam bir değerlendirme yapılamayacağı, çünkü gelen her bilginin teyit edilme koşulunun olmadığı vurgulandı.
“Dünya tehlikeli bir hale geldi”
2017'de hazırlanan raporda “Dünya tehlikeli bir hale geldi” vurgusu yapıldı. Dünya genelinde baskıcı, ayrıştırıcı, saldırgan uygulamalar olmasına rağmen, bu uygulamalara karşı kitlesel tepkilerin umut verici olduğunun altı çizilen açıklamada bu tepkiler anlatıldı.
“Fransa'da Kasım ayında OHAL sonlandı” denilerek OHAL yasalarının kalıcılaştırıldığının altı çizilen raporda, 2017'de eylemlerle kazanılan örnekler Şili'de kürtaj yasağının kaldırılması; İrlanda'da kürtaj yasağı konusunda referandum kararının çıkması; Tayvan'da evlilik eşitliği yasası temelinde adım atılması; Ürdün, Lübnan, Tunus'ta cinsel istismar, tecavüzlere karşı yasal boşlukların doldurulması olarak sıralandı.
Gazeteciler ve insan hakları savunucuları hedefte
Türkiye'de baskı, saldırı işkencenin 2016'da OHAL'le arttığına dikkat çekilen raporda 2017'nin de farksız olduğu belirtilerek şu vurgular yapıldı: “İfade özgürlüğü tek sözcükle kalmadı. 2016'da 180 medya kuruluşu kapatıldı, onlarca gazeteci tutuklandı. 2017'de de medya kuruluşlarının kapatılması, gazetecilerin tutuklanması sürdü.”
Tutuklu gazetecilerle ilgili sıralanan örnekler arasında, Özgür Gündem gazetesiyle dayanışma kapsamında nöbetçi müdürlük yapan Murat Çelikkan’ın 2 ay hapiste kaldığı, daha sonra denetimli serbestlikle çıktığı ve diğer nöbetçi müdürlerin de yargılandığı hatırlatıldı.
“İnsan hakları savunucuları ve sivil toplum örgütleri cendere altında” vurgusuyla devam eden raporda, “Çağdaş Hukuçular Derneği kapatıldı, 5 yöneticisi tutuklu. İnsan Hakları savunucuları Büyükada'daki toplantıda tutuklandı. Diğerleri serbest bırakıldı ama Taner Kılıç hâlâ tutuklu” denildi.
“‘Toplam özgürlük’ Türkiye’de söz edilemeyecek bir kavram”
Çeşitli baskı ve yasaklara dikkat çekilen raporda, Diyarbakır'da tüm eylem ve etkinliklerin, Ankara'da ise Kasım ayında yapılacak LGBT-İ festivalinin yasaklandığı hatırlatıldı. KHK ile ihraçların devam ettiğine dikkat çekilirken, “107 bin çalışan ihraç edildi. OHAL İnceleme Komisyonu kuruldu, ama şimdiye dek sadece 40 kişi işe iade edildi” bilgisi paylaşıldı.
“Zorunlu göç” baskısına ve Kürt halkını hedef alan kirli savaşa da değinilen raporda, 2017’de sıklıkla karşılaşılan zorunlu göç üzerinde durularak “Sokağa çıkma yasaklarının olduğu yerlerde yaşayanlar göç etmek zorunda bırakıldı” denildi.
Bunlara ek olarak, AKP şeflerinin “mültecilere yardım” demagojisini de gözler önüne seren raporda, “Mülteciler en başta sağlık ve eğitim haklarına erişemiyor. Bununla birlikte kötü koşullarda yaşıyor” vurgusu yapıldı.
‘İşkence ve cezasızlık’ konusunda 2016'ya göre 2017 yılında kısmen azalma gözlendiği öne sürülen raporda, buna rağmen işkencenin yoğun bir şekilde devam ettiği belirtildi. Katliamların soruşturma konusu edilmediğine dikkat çekilerek ‘yaşam hakkı ihlalleri’nin sürdüğü vurgulandı.