AKP iktidarının “infaz yasası” ile ilgili 11 hukukçu ortak açıklama yaptı. İnfaz indirimi düzenlemesinde yapılan ayrımcılıkla “eşitliğin gözetilmediği, siyasal muhalefetin kriminalize edildiği, yaşam hakkının özünün ihlaline zemin hazırlandığı” vurgulandı.
Açıklama da şunlar ifade edildi:
“Salgın nedeniyle cezaevlerinin boşaltılması söylemiyle iktidar partileri tarafından gündeme sokulan af tartışmaları, TBMM’ye sunulan kanun teklifiyle somutlaşmış, iktidar partilerinin talep ve programları doğrultusunda kabul edilerek “torba kanun” biçiminde yasalaşmış ve yürürlüğe girmiştir. Bu kanunun gerek hazırlık gerekse yasalaşma safhasında muhalefetin, yargıç, savcı ve baroların, sivil toplum kuruluşlarının, uzman akademisyenlerin talep ve itirazları dikkate alınmamış, toplumun tüm bireylerinin özgürlük, güvenlik ve adaletin tesisi yönündeki meşru talep ve beklentileri karşılanmamış, kamu vicdanı yaralanmıştır.
Muğlak terör örgütü üyeliği, yardım ve propaganda suçlamaları gerekçesiyle, gerçekte düşünce açıklamaları, kolektif özgürlük eylemleri veya basın faaliyetleri nedeniyle yargılanıp mahkûm edilen kişilerin başta ifade özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı olmak üzere anayasal hakları yok sayılmıştır
Öte yandan, suçluluğu sabit olmayan tutukluların yasa kapsamı dışında bırakılmasıyla, gerekli adalet duyarlılığı gösterilmemiş, eşitlik kriteri bu açıdan da gözetilmemiştir. Yasa’nın geçici 9/5 maddesinde de yıl sonuna kadar yapılabilecek tahliyelerin tutukluları kapsamaması “eksiklik” ve eşitsizlik vurgusunu artırmaktadır.
Bu kanun özel af mahiyetinde hükümler barındırmış olmasına rağmen, nitelikli çoğunluğa riayet edilmemiştir. Düzenlemenin gerekçesi Covid-19 salgını olarak gösterilmiş olduğu halde, suçlar arasında ayrım yapılarak yaşam hakkıyla doğrudan bağıntılı sağlık hakkı gözardı edilerek yaşam hakkının özünün ihlaline zemin hazırlanmıştır. Bir siyasal tercih ve bir atıfet olarak infaz kolaylığı ve özel af getirilmiş, ancak şiddet içerikli olup olmadığına dair bir ayrım yapılmaksızın, siyasal muhalefet mahiyetindeki eylemler istisna tutulmuştur. Bu şekilde kamu yararı gözetilmemiş, meşru sebep olmaksızın eşitliğe aykırı davranılmıştır. Devletin af yetkisinin hakkaniyetli ve toplumsal adalet duygusuna uygun olabilmesi için öncelikli olarak devlet tüzel kişiliğine karşı işlenen suçları af ve benzeri infaz kolaylığının kapsamına almak gerekirken, tersi yönde tutum alınmak suretiyle, atıfet ayrımcılığa, dışlanmaya ve siyasal muhalefetin kriminalize edilmesi imkânına dönüştürülmüştür.”
Ortak açıklama Emekli Anayasa Mahkemesi üyesi Ali Güzel, Prof. Dr. Cem Eroğul, Prof. Dr. Ergun Özbudun, Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak, Prof. Dr. Köksal Bayraktar, Prof. Dr. Oktay Uygun, Prof. Dr. Osman Can, Prof. Dr. Ozan Erözden, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde görev alan ilk Türk yargıç olan Dr. Rıza Türmen, Prof. Dr. Rona Aybay ve Prof. Dr. Yaman Akdeniz’in imzasıyla yapıldı.