Sanatçı, siyasetçi, avukat, yazarların bulunduğu 1032 aydın hukuksuzluğa tepki gösterdikleri bir açıklama yaptı.
Açıklamada “Yetki aşımı ve adalette evrensel hukuka aykırılık, Adalet Bakanı’nı da içine alan bir alışkanlık haline gelmiş durumda” değerlendirmesi yapıldı ve şöyle denildi:
“Aysel Tuğluk’ta simgelenen ceza infaz koşullarından başka, yurttaşa tehdit, yargıya müdahale ve haksız gözaltılarla tutuklamalar, Osman Kavala, Sezen Aksu ve Sedef Kabaş olaylarıyla bardağı taşıran son damlalardır.”
“İvedilikle son verilmeli”
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bizler her kesimden düşünce, sanat, edebiyat, hukuk ve bilim insanları ve yurttaşlar olarak, son dönemlerde ülkemiz yönetiminin demokratik ilkelerden hızla uzaklaştığını büyük bir endişeyle görüyoruz. Yetki aşımı ve adalette evrensel hukuka aykırılık, Adalet Bakanı’nı da içine alan bir alışkanlık haline gelmiş durumda. Aysel Tuğluk’ta simgelenen ceza infaz koşullarından başka, yurttaşa tehdit, yargıya müdahale ve haksız gözaltılarla tutuklamalar, Osman Kavala, Sezen Aksu ve Sedef Kabaş olaylarıyla bardağı taşıran son damlalardır. Aşağıda imzası bulunanlar olarak, Türkiye Barolar Birliği’nin konuyla ilgili açıklamasını destekliyor ve hukukun esastan önce usul olduğunu hatırlatarak yöneticilerin ne hukukla, ne etikle, ne Anayasa ne de vicdanla bağdaşan bu tutumlarına ivedilikle son vermelerini istiyoruz.”
Türkiye Barolar Birliği, “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla tutuklanan gazeteci Sedef Kabaş'la ilgili bir açıklama yayınlayarak, “TCK 299. madde kapsamında yürütülen bir soruşturmada sabaha karşı gözaltı işlemi yapılması, hiçbir tutuklama sebebi olmadığı halde verilen tutuklama kararı, bu kararın bir tedbir değil kamuoyu nezdinde korku iklimi yaratılmasının bir parçası olduğunu göstermektedir” açıklamasını yapmıştı.