Ucuz iş gücü yetiştirme eğitimi

Kuşkusuz AKP'nin “dindar-kindar bir nesil” yetiştirme kaygısı da var. Ama bu has sermaye partisinin öncelikli kaygısı biat eden, ucuz iş gücü olan bir nesil yaratmak.

  • Haber
  • |
  • Gençlik
  • |
  • 06 Ekim 2017
  • 15:43

Sermaye sınıfı dinci-gerici parti iktidarıyla sömürüye, açlığa, zulme başkaldırmayıp biat eden bir işçi, emekçi nesli ortaya çıkarmak için zaten geri olan okul müfredatını, düzen sınırları içindeki kurumların bile itiraz edeceği boyutta gericileştirdi. Kuşkusuz AKP'nin “dindar-kindar bir nesil” yetiştirme kaygısı da var. Ama bu has sermaye partisinin öncelikli kaygısı biat eden, ucuz iş gücü olan bir nesil yaratmak. Başkaldırmak bir yana, sorgulayamayan bir nesil yaratmak için dinci-gerici “eğitimi” müfredata işledi. Bu koşullarda AKP ve yandaş kurum ve yayınlar dışında her kurum eğitimin gerilediğini raporlarına yansıtıyor.

“Eğitim İzleme Raporu 2016-2017’’

Eğitim Reformu Girişimi (ERG) tarafından hazırlanan “Eğitim İzleme Raporu 2016- 2017” raporu açıklandı. Raporun önsözünün başında “Eğitim sistemi; özgür ve sorgulayan, farklılıklara saygı duyan, din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin eşit insanların bulunduğu topluma saygı gösteren, özgür bireyler yetiştirmeyi amaçlasa da maalesef uygulamada böyle değildir” deniyor. Elbette ERG'nin raporunda, haksızlıklara karşı başkaldırmanın törpülendiği vurgulanmıyor. Bununla birlikte sorgulamayan bir neslin yetiştirilmeye çalışıldığı belirtiliyor.

Çocuk işçiler, çocuk “gelinler”

Raporda dikkat çeken başka bir nesnellik de çocuk işçilerin ve çocuk “gelinlerin” artması: “Özellikle erken okul terk oranı, kısmen erken yaşta evlenme nedeni ile kız çocukların okula gönderilmemesi, erken evlendirilen kız çocukların/'çocuk gelinlerin' çokluğu ve eğitimden alıkoyulmaları da en önemli sorunlar arasında.”

Çocuk işçiliği de şöyle örneklendiriliyor: “Kağıt toplayıcılığı yapan bir çocuğun 'İlkokul diplomam var ama ilkokuldan sonra okuyamadım. Okuldan sonra kendimi hurda toplarken veya gündelik işlerde çalışırken buldum' sözleri eğitim hayatına geri dönüşü olmayan birçok çocuğun da kaderi.”

İmam hatiplere daha çok bütçe ve paralı eğitim

Paralı eğitim AKP'nin değil sermaye devletlerinin bir “icadı.” AKP'nin yaptığı tek şey, paralı eğitimi daha pahalı hale getirmesi. Bununla birlikte bazı okullara daha fazla teşvik verilmesi; misal imam-hatip liselerini emekçi bir ailenin gelirine göre nispeten daha “elverişli” hale getiriyor. Raporda yer alan “Türkiye’de okul türlerine ayrışma ile sosyoekonomik durum arasında önemli bir ilişki bulunuyor” açıklamasının ilerisinde “Son yıllarda, mesleki ve teknik liseler ile imam-hatip liselerinin sayısındaki artışa paralel olarak, bu okul türlerine yapılan harcamaların arttığı ve

2012’den bu yana genel liselere yapılan harcamaların üzerine çıktığı görülüyor” deniyor.

İmam hatiplerde ve meslek liselerinde okuyan öğrencilerin neredeyse tümünün ailesi işçi, emekçi. Tekil örnekler dışında buralarda okuyan gençler de potansiyel, hatta şimdiden işçi ve emekçi durumundalar.

Raporda çocuk işçiliği konusunda DİSK verileri paylaşılıyor: “2015 yılı Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Türkiye’de Çocuk İşçiliği Gerçeği Raporu’na göre ise; Türkiye’de 6-18 yaş arasında ekonomik faaliyette bulunan 900 bin çocuk bulunuyor; bu çocukların %44’ü mevsimlik tarım işinde çalışıyor. Bu çocukların neredeyse yarısının okula erişimi bulunmuyor; kayıtlı mevsimlik tarım işçisi çocukların birçoğu da okula düzenli devam edemiyor.”

Rapor akademik bir araştırma olarak hazırlanmış. Bu yüzden öğretmenlerle ilgili bölümde akademik ve öğretmenlerin sayısal ve nitelik üzerinde yetersizlikleri üzerine söylemler oldukça fazla. Ama ihraç edilen ve ataması yapılmayan öğretmenlerden bahsetmiyor. Sonuç olarak düzen sınırları içinde bir sivil toplum örgütünün raporundan daha fazlasından söz etmesini beklemek safdillilik olur. Bununla beraber, yukarıda aktardıklarımız bile sermaye devletinin güncel “eğitimi” hakkında yeterince fikir veriyor.

H. Ortakçı