ÖSYM yaptığı açıklama ile KPSS Öğretmenlik Sınavı’nda 12 sorunun iptal edildiğini, 3’ünün cevap anahtarının değiştiğini, iki testin sonuçlarıyla ilgili de bazı soruların iptal edilmesi için açılan davalar henüz karara bağlanmadığından dolayı sınavların değerlendirilmediğini duyurdu.
Bu gelişme, kaderi sınavlara bağlanan gençliğin kaderinin hiç de sınavlarda olmadığını bir kez daha göstermiştir. Gençliğin kaderi bu sınavları dayatan ÖSYM, YÖK, MEB gibi kurumların elindedir. Esasta ise burjuvazi, gençliği ucuz iş gücü olarak sömürmeyi ve sermaye düzenine hapsederek geleceksizliğe razı etmeyi amaçlamayarak bu kurumları dilediğince işletmektedir. Dolayısıyla gençliğin kaderi de bu kurumlara egemen sermaye sınıflarının elindedir.
Gençliğin kaderini sınavlara bağlayan bu düzen sonu gelmez bir rekabetle yalnızca kendi çıkarlarına odaklanan bireyler yetiştirmektedir. “Kurtuluş”u rekabette ve bireycilikte gösteren düzen yalnızca sınırlı sayıda insana “kurtuluş” hakkı tanımakta; azınlığın kurtuluşu için çoğunluğun sömürüsüne ve sefalete sürüklenmesine ihtiyaç duymaktadır.
Sınavlara girenlerin büyük bir kısmının “başarısız” olması bunun dolaysız göstergesidir. Bununla birlikte son yıllarda iyice ayyuka çıkan sınav skandalları, gençliğin geleceğinin sistemin çıkarları uğruna nasıl da heba edildiğini kanıtlamıştır.
2010 yılında KPSS’de yaşanan kopya skandalı sonucunda ÖSYM Başkanı istifa etmişti. Ardından 2011 YGS’de şifreleme yöntemiyle kopya çekildiği ortaya çıkmış fakat yeni gelen başkan Ali Demir bunu inkar ederek geçiştirmişti. Son olarak 2014 yılında liselere geçiş için ilk kez uygulanan TEOG sınavları sonrası tam bir karmaşa ortaya çıkmış, gençler istemedikleri okullara yerleştirilmişti. Son dönemde de “dershaneler sorunu” üzerinden sermaye sınıfları kârdan pay kapma yarışına girerek gençliğin geleceğinin de bu rekabete heba edildiğini açık bir şekilde ortaya çıkarmıştı.