Devrimci Gençlik Birliği (DGB) İstanbul Üniversitesi Merkez Kampüsü’nde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için anma gerçekleştirdi. Saat 12.30’da merkez kampüsün yemekhanesine işçi önlükleriyle giren DGB’liler yaptıkları konuşmalarda; “Ben Özlem Ünal. 19 yaşında tekstil işçisiydim. 2009 yılında İkitelli’de servis aracı olarak kullanılan bir yük taşıma aracının kasasında, yaşanan selde katledilen 8 kadın işçiden biriyim. Bizi unutmayın”, “Ben 1911 yılında New York’ta çalıştığım tekstil fabrikasında yanan 146 işçiden biriyim. Patronlar yangın merdivenini üzerimize kilitlediği için yanarak katledildim. Bizi unutmayın” dedi.
Konuşmalarla kadınların tacize, tecavüze uğradığı, çifte sömürüye maruz kaldığı belirtilerek “Yeni Özgecanlar, Eylül gibi çocuklar katledilmesin, kadın işçi ve emekçiler çifte sömürüye maruz kalmasın diye 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde mücadeleyi yükseltmeye” çağrı yapıldı. Anmaya öğrenciler alkışlarla ve konuşarak destek oldu. Yemekhaneye gelen onlarca ÖGB ve polis DGB’lilere saldırdı. ÖGB amiri Kenan Aslan öğrencilere saldırmaya çalışırken çevredeki öğrenciler DGB’lilere destek oldu. Destek olan öğrencilere de saldıran ÖGB ve polise rağmen onlarca öğrenci DGB’lilerin gözaltına alınmasına engel oldu. Polisin ve ÖGB’nin ablukası altında bekletilen DGB’liler sürekli ajitasyonlar çekerek “Tacize, tecavüze dur dediğimiz, işçi emekçi kadınlar sömürülmesin dediğimiz için burada saldırıya ve tacize uğruyoruz” dedi.
Ayrıca DGB’lilere “Bunlar terörist, bakın provokasyon yaratıyorlar önlüklerle” diyen polis ve ÖGB’ye karşılık DGB’liler “Bizler yazın fabrikalarda okumak için çalışmak zorunda kalıyoruz, bu önlükler bizim alın terimizin önlükleridir” diyerek teşhire devam etti. DGB’liler okul dışına da polis ablukasında çıkarıldı. Buna rağmen destek olan öğrenciler de DGB’lileri yalnız bırakmadı. DGB’lilere ve destek olan öğrencilere GBT yapıldı. Polis sürekli olarak destek olan öğrencileri DGB’lilerden uzaklaştırmaya çalışsa da başarılı olamadı.
İÜ fakültelerinde bildiri dağıtımları
Öte yandan DGB hazırladığı 8 Mart bildirilerini fakültelerde sıralara bırakarak üniversitelileri mücadeleye çağırdı.
Hazırlanan bildiride, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün tarihi üzerine açıklama yapılırken, 1834 yılında “fabrika kızları” olarak bilinen Lowell pamuk fabrikasının kadın işçilerinin grevinden, 1889’da Londra’da “Kibritçi kızlar grevi”ne, 1857’de ABD’nin New York kentinde dokuma işçisi kadınların insanca çalışma koşulları, 10 saatlik iş günü, eşit işe eşit ücret isteyen grevine kadar 8 Mart’ın tarihsel birikimi anlatıldı.
Ayrıca, kapitalist sistemde, savaşların, sömürünün yoğunlaştığı, bu süreçte en çok emekçi kadınların saldırılara maruz kaldığı ifade edilen bildiride, taciz tecavüz artarken, cihatçı çetelerin pazarlarında kadınların alınıp satıldığı belirtildi. Son olarak tüm bu yaşanan sorunların kaynağının kapitalist sistem olduğu, çözümünün ise kadın-erkek el ele yükseltilecek mücadele sonucu devrim ile olabileceği vurgulandı.
Cerrahpaşa TBMYO’da faaliyet
İÜ Cerrahpaşa Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu’nda ise panolara 8 Mart köşesi yapıldı. Hazırlanan 8 Mart köşesinde “Doğru bildiğimiz yanlışlar” denilerek 8 Mart’ın hediyelerin alındığı basit bir gün olmadığı, tarihinde binlerce kadın işçinin vermiş olduğu mücadele olduğu anlatıldı. Ayrıca aylardır direnen Flormar işçileri de selamlandı. Hazırlanan bir başka köşede, katledilen üniversite öğrencileri Özgecan Aslan, Şule Çet ve lise öğrencisi Helin Palandöken’e değinilerek verilerle kadın cinayetlerindeki tırmanışa dikkat çekildi.
Üniversitenin Sesi’nden duvar gazetesi
Üniversitenin Sesi de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün ön günlerinde hazırladığı duvar gazetesi ile gençliğe seslendi. İstanbul Üniversitesi’nin çevresine yapıştırılan 8 Mart konulu duvar gazetesinde, 8 Mart’ın ortaya çıkış tarihi anlatılırken, günümüzde 8 Mart’ın içinin boşaltıldığı, kadınlara hediye alındığı gün olarak kutlandığı bir gün olarak görüldüğü “doğru bildiğimiz yanlışlar” ifade edildi. 1800’lü yıllarda kadın işçilerin verdikleri mücadeleler sonucu kazanılan bu günün, 1910 yılında Uluslararası Sosyalist Kadın Konferansı’nda Clara Zetkin’in önerisiyle bir mücadele günü olarak kabul edildiği anlatıldı. Konferanstan bir yıl sonra 25 Mart 1911’de Triangle Gömlek Fabrikası’nda çıkan yangında 129’u kadın 146 işçi katledildiği, tarihsel olarak bazı kaynaklarda 1857’de olduğunu söylese de yangının, 1911 yılında gerçekleştiği belirtildi. Daha sonra 16 Aralık 1977’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, 8 Mart’ı “Kadınlar Günü” olarak kabul ederek bu günün tarihsel ve sınıfsal önemini silmek istediği ifade edildi.
Kızıl Bayrak / İstanbul