İstanbul ve İzmir’de gençlik örgütleri, Mayıs ayında hayatını kaybeden devrimcileri andı.
Gençlik örgütleri, Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’nde 17 Mayıs 1982 yılında bedenlerini ateşe veren Ferhat Kurtay, Necmi Öner, Eşref Anyık ve Mahmut Zengin ile Haki Karer ve İbrahim Kaypakkaya'yı yaptıkları yürüyüş ve açıklamayla andı.
İstanbul’da Yeni Demokrat Gençlik (YDG), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Gençlik Meclisi, İstanbul Özgür Öğrenci Meclisleri (İSÖM), Gençliğin Devrimci Güçleri (DEV-GÜÇ), mayıs ayında şehitlerinden İbrahim Kaypakkaya, Haki Karer, Ferhat Kurtay, Eşref Anyık, Mahmut Zengin ve Necmi Öner’i anmak için Kadıköy’de bulunan Yoğurtçu Parkı’ndan Süreyya Operası önüne yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşte sık sık “Önderimiz İbrahim, İbrahim Kaypakkaya”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür”, “Haki Karer yaşıyor, mücadele sürüyor” sloganları atıldı.
Süreyya Operası önüne polisin saldırdığı eylemde çok sayıda kişi gözaltına alındı.
İzmir’de gençlik örgütleri, yaptıkları yürüyüşün ardından Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde açıklama yaptı.
Eylemde "Katil devlet yıkacağız elbet", "Yaşasın örgütlü mücadelemiz" ve "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz" yazılı dövizler taşıyan eylemciler, "Bu çelik aldığı suyu unutmayacak, İbrahim Kaypakkaya, Haki Karer ve Dörtler kavgamızda yaşıyor" yazılı pankart açıldı.
Aralarında DGB'ninde olduğu gençlik örgütleri adına yapılan açıklamada şunlar denildi:
"Halkın kararlılığıyla Komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın, Haki Karer’in ve Dörtlerin ölümsüzleştiği 18 Mayıs’ı karşılıyoruz. Devletin adının anılmasına, fotoğrafının taşınmasına tahammül edemediği İbrahim Kaypakkaya’yı, anıyoruz. Çünkü bizler biliyoruz ki bizden önce bu halkın kurtuluş yolunu inşa etmek için yola çıkan devrimciler, bugünümüze ışık tutacak bir pratiğin ve çizginin sahibiydiler. Onlar, mevcut baskı ve zor politikalarına karşı nasıl mücadele edilebileceğine dair yönümüzü gösteren kutup yıldızdırlar. 15-16 Haziran işçi direnişinden, toprak işgallerine nerede bir isyan ve direniş varsa yüzünü oraya dönen Kaypakkaya’nın devrimci yönteminin mirasçısıyız"