Gençlik örgütleri Taksim İnsan Hakları Derneği’nde "Davalar- soruşturmalar geri çekilsin! Parasız ve nitelikli barınma haktır!" Şiarı ile basın toplantısı gerçekleştirildi.
Basın toplantısında ilk olarak İHD temsilcisi söz aldı, 14 Ocak günü Taksim’de "Enes Kara İsyanımızdır!" diyerek gerçekleştirmek istedikleri eylemde gözaltına alınan ve haklarında dava açılan gençlerin yanlarında olduklarını dile getirdi. İHD temsilcisi “Barınma talebi en insani taleptir ve hem bu talebin hem de bu talebi dile getiren öğrencilerin yanındayız” dedi. Ardından gençlik örgütleri adına açık mektup okundu.
Basın toplantısında okunan açık mektupta “Krizin faturası bizlere kesilmek isteniyor. Bizler tüm bunların yansımasını henüz eğitim dönemi başlamadan ardı arkası kesilmeyen yemekhane ve yurt zamlarından görüyoruz. Alım gücünün düşmesinden, eğitim masraflarını karşılayamadığı için milyonlarca öğrencinin eğitimine son ya da ara vermesinden biliyoruz” denildi.
Gençlik örgütleri adına hazırlanan açık mektubun devamında şunlar ifade edildi:
“En yakıcı olarak yaşadığımız sorun ise tıpkı geçen sene olduğu gibi barınma sorunu. Barınma ihtiyacı, fahiş kira ve zamlar ile adeta tüm toplum için kriz haline gelmiş bulunuyor. Bizler ise bu krizi eğitim döneminin başlaması ile daha yakıcı bir şekilde yaşıyoruz. Ya kapasitesi yetersiz, niteliksiz ve sağlıksız KYK yurtlarına ya da fahiş ücretli özel yurtlara gitmek zorunda bırakılıyoruz. Maddi durumu yeterli olmayan milyonlarca öğrenci tarikat-cemaat yurtlarında kalmaya mecbur hale getiriliyor."
Gençliğe dönük saldırılara değinilen ve mücadeleyi büyütme çağrısı yapılan açık mektubun sonunda şu ifadelere yer verildi:
“Bizler başta barınma sorunumuz olmak üzere yaşadığımız tüm sorunlar karşısında çaresiz ve çıkışsız olmadığımızı biliyoruz. Haklarımız, özgürlüğümüz ve geleceğimiz için yükselttiğimiz sesimize, ses katmaya çağırıyoruz.
Keyfi ve hukuksuz bir biçimde açılan dava ve soruşturmaları da kabul etmiyoruz. Bizleri sindirmek isteyen bu saldırılar karşısında mücadeleyi büyütmeye, direnmeye ve hesap sormaya devam edeceğiz.
Herkesi talebimizi duyurmaya, destek olmaya çağırıyoruz. Soruşturmalar-davalar geri çekilsin!”
Gençlik örgütleri adına yapılan konuşmada ise “Enes milyonlarca gencin boğuştuğu sorunları dile getirerek yaşamına son verdi. Bir bu intiharı bir cinayet olarak görüyoruz. Çünkü Enes’i o çıkışsızlığa sürükleyen, bunalıma sürükleyen bir sistem gerçekliği ile yüz yüzeyiz. Enes’in ölümünü soruşturmayanlar Enes’in hesabını soranları cezalandırıyor. Bu haksız ve hukuksuz davaları-soruşturmaları kabul etmiyoruz.” denildi.
Ardından KYK yurt müdürlüğü tarafından eyleme katıldığı gerekçesiyle hakkında soruşturma başlatılan bir öğrenci söz alarak şunları ifade etti:
“Enes Kara'yı intihara sürükleyen koşulları bizzat yaratanlar Enes'in hesabını sormak istediğimiz için bizlere davalar, soruşturmalar açıyor. Bana da kaldığım KYK yurdu tarafından soruşturma açıldı. Beni soruşturma için aradıklarında, hala devam etmekte olan bir süreç varken yüksek ihtimalle yurttan atılacağım söylendi. İntihar eden sıra arkadaşımın hesabını sormak istediğim için barınma hakkımı elimden almaya çalışıyorlar. Yurt tarafından açılan soruşturmayla üniversitelere dönük hazırlanan genelgenin yayın tarihinin birbirine çok yakın olması açılan bu soruşturmanın genelgeyle bağlantılı olduğunu da açıkça ortaya koyuyor. Bizler üniversitelerde haklarımız için mücadele eden devrimci öğrencileriz. Davalarla soruşturmalarla bizleri mücadelemizden vazgeçirmeye çalışıyorlar. Ancak yanılıyorlar. Bizler Enes ve onun gibi binlerce sıra arkadaşımızı geleceksizliğe itenleri tanıyoruz. Onlardan sıra arkadaşlarımızın hesabını soracağız. Haklarımız, özgürlüğümüz ve geleceğimiz için mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz.”
Ardından Enes Kara eyleminde polis şiddeti ile gözaltına alınanlar arasında olan Yeni Yaşam Gazetesi muhabiri Yadigar Aygün söz aldı. Aygün gazetecilerin maruz kaldığı polis ve devlet şiddetini, tutuklamaları ve ölüm tehditlerini dile getirdiği konuşmasında “O gün biz gazetecilerin haber yapma hakkı ve toplumun haber alma hakkı engellendi. Polis şiddetinin ve işkencesinin o gün hem öznesi hem de tanığıyız. AKP iktidarı ve faşist gerici rejim öğrencileri tarikat yurtlarında yaşamaya mahkum ediyor. Enes Kara, bu gerici rejim yüzünden intihara sürüklendi. Bizler hem toplumun doğru ve güvenilir haber alma hakkını savunmaya devam edeceğiz hem de öğrencilerin yanında olmaya devam edeceğiz.” dedi.
Basın toplantısından son olarak ÇHD Avukatı Seher Dursun söz aldı. Seher Dursun açılan dava ve soruşturmaların hiçbir hukuki dayanağı olmadığını söyledi:
“Gösteri yürüyüş hakkı anayasal bir haktır. Barınma, parasız, nitelikli eğitim hakkımız vardır. Ama dönük baktığımızda Enes’i ve belki de birçok genci umutsuzluğa sürükleyen süreç de bunların olmadığını görüyoruz. Bunların olmayışı bir yana devlet özellikle gençler ses çıkartmaya çalıştığında da yargı sopasını sallıyor. Biz her zaman gençliğin yanında olmaya devam edeceğiz.”
Basın toplantısı gençlik örgütleri adına konuşma ile sona erdi. Konuşmada şu ifadelere yer verildi:
“Ne yaparlarsa yapsınlar bizler doğru olanı, haklı olanı söylemeye devam edeceğiz. Yeni Enes’ler olması diye Enes Kara’nın hesabını sormaya devam edeceğiz. Bizleri geleceksizliğe sürükleyen, özgürlüğümüzü elimizden alan, barınma, beslenme, eğitim gibi bir dizi haklarımızı gasp eden bu düzene karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.”
Basın toplantısının sonunda gençlik örgütlerinin yarın (14 Eylül) saat 16.00’da Çapa KYK binası önünde yapacağı basın açıklamasına çağrı yapıldı.
Kızıl Bayrak / İstanbul