Erdal Eren yaşıyor, genç komünistler savaşıyor!

Erdal Eren’i yaşatmak, onun uğruna canını verdiği mücadeleyi daha ileriye taşımaktan geçer. Erdal, hep 17 yaşındadır ve mücadelenin hep en ön saflarındadır. Bugün bizim de en önlerde saf tutmamız, örgütlülüğümüzü güçlendirmemiz ve özgür bir dünya için mücadeleyi büyütmemiz gerekmektedir.

  • Haber
  • |
  • Gençlik
  • |
  • 13 Aralık 2017
  • 13:00

“O sözler ki kalbimizin üstünde dolu bir tabanca gibi ölüp ölesiye taşırız. O sözler ki bir kere çıkmıştır ağzımızdan, uğruna asılırız.” (Attila İlhan) Bir mektubunda, Erdal böyle yazıyor ailesine. Kavgaya olan böylesi bir bağlılık ve kararlılıkla, genç yaşında işte böyle göğüslüyor ölümü. Örgütlü kimlik ve ezilenlerin haklı mücadelesinin verdiği bir bilinç ile 17 yaşında bir genç komünist işte böyle başı dik gidiyor ölüme. Bir kere söz çıktıysa ağzımızdan, gerekirse asılırız o söz uğruna.

30 Ocak 1980’de ODTÜ öğrencisi Sinan Suner, MHP’li Bakan Cengiz Gökçek’in koruması tarafından katledilir. 2 Şubat günü katliamı protesto etmek için Sinan’ın vurulduğu yerde eylem düzenlenir. Eylem sırasında arbede çıkar ve bir er ölür. Ardından içlerinde Erdal’ın da olduğu 24 kişi gözaltına alınır. Erdal’ın belinde bir silah vardır. Er sırtından vurulmuştur ancak Erdal o esnada önde durmaktadır. O dönem, çok hareketli süreçler yaşanmaktadır. Sermaye devleti, böylesi hareketli süreçlerde gözdağı vermek ve kitle hareketlerini engellemek için her türlü yola başvurur. Erdal Eren için soruşturma başlatılmış, hiçbir inceleme yapılmadan bir sonuca varılmıştır. Er Zekeriya Önge’yi öldürdüğü gerekçesiyle Erdal Eren idam cezasına çarptırılır. İdama çarptırıldığı sırada 17 yaşındadır Erdal. Bir gece içerisinde yaşı büyültülür. Kendi “hukuklarını” dahi tanımazlar. Takvim yaprakları 13 Aralık 1980’i gösterdiği sırada Erdal Eren katledilir.

***

Erdal, Ankara Yapı Meslek Lisesi’nden bir öğrenciydi. Genç Komünistler Birliği’nde örgütlüydü. “Ateşin keşfinden güneşin zaptına” dek sürecek insanlığın kurtuluş mücadelesinin bir parçasıydı. Erdal Eren’i bugünlere dek yaşatan şeyin kendisi örgütlü kimliğinin, devrimci mücadeleye olan inancının verdiği cüretin kendisidir.

Kapitalist sistemin savaşlar ile krizleri aşmaya çalıştığı, sınıfsal ayrımların daha da keskinleştiği, yaşamın her alanında baskı ve saldırıların yoğunlaştığı süreçlerden geçiyoruz. Kapitalizm, kendi sonunu getirecek koşulları çoktan var etmiş ve ömrünü tüketmiş durumda. En ufak bir sesin boğulmaya çalışıldığı, onlarca insanın emperyalist savaşlarda katledildiği, yaşam koşullarının gitgide ağırlaştığı bir dönem içerisindeyiz. Her yanıyla pislik üreten kapitalist sistem çok daha saldırganlaşmıştır. Nefes alıyor olmak yaşamak demek değildir. İnsan kalmak için yaşamımızı devrimcileştirmek, özgür bir yaşam için Erdal Eren’in cüretini kuşanıp mücadele etmek gerekir. Erdal Eren’i yaşatmak, onun uğruna canını verdiği mücadeleyi daha ileriye taşımaktan geçer. Erdal, hep 17 yaşındadır ve mücadelenin hep en ön saflarındadır. Bugün bizim de en önlerde saf tutmamız, örgütlülüğümüzü güçlendirmemiz ve özgür bir dünya için mücadeleyi büyütmemiz gerekmektedir.

Devrimci Liseliler Birliği

İLİŞKİLİ HABERLER